Samimi ve başarılı yapımcı Banu Akdeniz ile özel röportaj…
> Mesleğinize nasıl başladınız? İlk işiniz ve ilk heyecanınız?
Çok şükür ki Rabbim çocukluk hayalim olan mesleği yapma şansını verdi bana, ilk işimi ATV 2000 binasında yaptım o zaman ATV kanalına bağlı prima tv vardı orada Ahmet Hakan’la sanat günlüğü programının yapım asistanlığını sonrasındada atv’de yayınlanan ŞOK programının yapımcılığını gerçekleştirdim,
> İşinizi severek yapıyorsunuz. Sizi esas motive eden şey nedir?
Tamamen aşkla ilgili olan bir durum bu beni motive eden tek şeyde işime duyduğum aşk
> Hayalleriniz ve hedefiniz. Biraz anlatır mısınız?
Alamut Kalesi ve Semerkand’ı sinemaya uyarmak istiyorum ve başrolünde de Robert de Niro’nun oynamasını çok arzu ediyorum, bununla ilgili çalışmalarımız bir yıldır devam ediyor, Robert de Niro Türkiye’de bir filmde oynamaya hiç uzak değil, ayrıca ülkemizi de çok seviyor, tabiki önceliği senaryonun çok iyi olması, biz de bunun için titizlikle çalışıyoruz, geç olsun ama en iyisi olsun, uluslararası plartformda ülkemizi en iyi derecede temsil edecek bir projenin altına imza atmak en büyük hedefim, umarım Rabbim bunu nasip eder,
> Sizin için bir dizinin tutmasında en büyük etki nedir?
Kesinlikle samimiyet, eskiden izleyiciye neyi versen izler diye bir algı vardı ama artık ne sinemada ne de tv’de böyle birşeyi söz konusu bile olmadığını düşünüyorum, bu anlamda çok bilinçli bir izleyicimiz var. Bu da beni çok mutlu ediyor, insanlar dizileri izlerken kendilerinden bişeyler bulmak istiyorlar, gerçekleri izlemek istiyorlar, artık sadece hikayeyle ilgileniyorlar,
> Hayal kırıklığı yaşadığınız işler oldu mu?
Çok şükür ki olmadı, Rabbimde hayal kırıklığı yaşayacağım bir işi nasip etmesin bana.
> Gelmek istediğiniz nokta neresi?
Daha çok uzun bir yolum olduğunu düşünüyorum, cevaplamam için erken bir zaman.
> Banu için mutluluk nedir?
Insanların mutlu etmek en büyük mutluluk kaynağım.
> Dizilerinizde hep komedi ile dramı bütünleştiriyorsunuz. Az entrika çok samimiyet. Bunun esas sebebi nedir?
Ben Kasımpaşa gibi bir semtte doğdum büyüdüm, çok güzel bir mahallemiz vardı, orda insanlar aynı anda hem gülüyorlar eğleniyor hem de sıkıntılarını paylaşıp aynı anda beraber ağlıyorlardı, hayat böyle değil midir zaten, ben de hayatın gerçeklerini yansıtmaya çalışıyorum ekibimle beraber.
> Banu’nun dünyası. Nasıl bir dünya?
Tamamen iş odaklı kendi halinde bir dünya.
> Sektörün şu anki durumundan şikayetçi misiniz?
Şikayetçi olacak bir durum ben göremiyorum.
> Sizi seven özel bir kitleniz var. Buradan onlara ne demek istersiniz?
Her bölüm bittikten sonra yazdığım bişey var iyiki varlar, onların varlılığı bizim varlığımızın sebebi çünkü. Sizinle beni biraraya getiren bile onlar, bizi izlemekten vazgeçmesinler
> Hayat Banu’ya en çok neyi öğretti?
Mücadele etmeyi,doğru olursan doğrunun seni ergeç bulacağını.
Son sözde “arkadaşlarımın arasında hep söylediğim bir söz vardır derler ki; Allah iyi insanlarla karşılaştırsın, ben de derim ki Allah herkesi kendi gibilerle karşılaştırsın.”
Sevgiyle kalın
Ayşe Karaduman 21.03.2015