Beşiktaş Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), ilçe genelinde dönüşüm hazırlığında. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın övünerek dillendirdiği bu hamle, Beşiktaş Meydan düzenlemesi, “yayalaştırma” ve bazı mahallelerin kentsel dönüşüm kapsamına sokulması projelerini kapsıyor.
Beşiktaş Köyiçi’nde bir süredir bina ve dükkanların blok ya da ada bazında boşaltılması, yıllardır aynı yerinde olan kiracıların çıkarılmaya zorlanması, kiralardaki yükseliş; bahsi geçen büyük dönüşümün, hedefine rantı koyduğunu gösteriyor.
Biz de son yıllarda Beşiktaş merkezinde adım adım başlayan ve adı geçen projelerle tırmandırılmaya çalışılan dönüşümü Beşiktaş esnafına sorduk.
Esperi
Beşiktaş özellikle Haziran İsyanı’ndan sonra daha da hareketlendi. Son yıllarda semt içindeki bu hareketlilikle birlikte yeniden yapılan binalar, büyük şirketlerce açılan dükkanlar ve söylentisi dolaştırılan kentsel dönüşüm planı var. Bu konularda ne düşünüyorsunuz?
Beşiktaş bizim semtimiz. İstanbul’un merkezinde olsa da mahallenin, mahallelinin yaşadığı bir yer. Semt kültürünün yıllardır sürdüğü bir yer. Ama şimdi binalar değişiyor, bir dönüşüm yaşanıyor. Bu aynı zamanda sosyal dokuyu da değiştiriyor. Açılan marka dükkanlar küçük esnafa yaşama şansı tanımıyor. Bir elitleşme dönüşümü bu. Bizleri de yarın birgün buralardan atmak isteyecekler. Dönüşümümün hedefi Beşiktaşlıların insanca yaşaması için değil. Yapılanlar rant uğruna.
Bazen kendi aramızda konuşuyoruz. Mülk sahiplerinden bazıları ortaya çıkarılan bu ranttan kendilerine fayda geleceğini düşünüyor. Sonrasını düşünmüyorlar. Yanılıyorlar. Beşiktaş kıymetli bir yer bunu dönüştürmeye çalışanlar da biliyor. İstanbul’un merkezinde bu elitleştirme projesi bizleri sürgüne götürür. Yerlerimizi alacaklar, bizlere de şehrin dışında yerleri gösterip “Buyurun, siz burada yaşayın” diyecekler. Dönüşüme karşıyız. İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri semtimiz, köyiçimiz korunmalı.
Gözle görülen sizin de bahsettiğiniz dönüşüm projeleri bir esnaf olarak size nasıl yansıyor?
Son yıllarda kiralarda yükseliş var. Bu herkesi etkiler. Küçük esnafımıza yazık olur bu gidişle. Hazırlanan ya da düşünülen projelerde bir yangından mal kaçırma havası var. Ben öyle düşünüyorum, öyle hissediyorum. Her şey aceleye getirilerek, bizlere hiç sorulmadan üstten projeler yapılıyor. Bunun tamamen karşısındayız. Komşuluk, mahalleli, semt gibi kavramlarımızı yok sayıyorlar. Dönüşümle bunların hiçbiri kalmaz. Bizleri de sürerler
Beşiktaş Belediye Başkanı’nın da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yapmayı planladığı “yayalaştırma” projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yayalaştırmaya karşıyız. Taksim gibi olacaksa Beşiktaşımız, olmasın. Yapılan projenin adı yayalaştırma ama yaya adına bir şey yok. Beşiktaş Belediye Başkanı halkı için bir şey yapmak istiyorsa örneğin sahilimiz yok. Bir tarafta özel işletmelere bir tarafı otele verdiler, halkın sahil hakkını ortadan kaldırdılar. Çocukluğumuzun geçtiği sahile şimdi ulaşamıyoruz.
Her yağmurda dükkanlarımızı su basıyor, altyapı rezalet. Bizleri sürmekten, Beşiktaş’ı dönüştürmekten vazgeçsinler sorunlarımıza eğilsinler.
Yılmaz Elektrik
Biz doğma büyüme Beşiktaşlıyız. Çocukluğumuz buralarda geçti. Biliyoruz ki, bu semtin dayanışma gösteren, bir arada durabilen bir özelliği vardı. Eskiden beri esnaflık yapan kardeşlerimiz bugün burayı terketmek zorunda kalıyor. “Bilmem ne” şirketinin büyüklüğüyle geldiği bir ortamda çocukluğumuzun fırınlarını, manavlarını, saatçilerini, şarküterilerini kaybettik. Pando’da geçti çocukluğumuz. Yoğurtumuzu, kaymağımızı oradan alırdık. Bizleri evden oraya gönderirlerdi ama bugün ne oldu kapandı. Bu gidişat iyi değil. Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan bütün özellikler bu değişimle tehlike altında.
Yıllardır esnaflık yapıyoruz. Artık dükkanımızı kapatır kapatmaz semti terkediyoruz. Küçük bir Taksim yaratma hedefi var. Akşamları gürültüye dayanmak mümkün değil. Üzülüyoruz bir yandan. Böylesi dayanışmanın olduğu bir yerde, bugün yabancılaştıran bir hava estiriliyor. Adına dönüşüm dediğiniz bu durum bizleri burada istemiyor artık.
Yayalaştırma araçlar için yapılacaksa yapılmasın. Taksim’i görmek bile istemiyoruz. Beşiktaş Taksim olamaz.
Can Berber – Mevlüt Bolat
Beşiktaş’ın köyiçinde yıllardır birbirini tanıyan bir arada yaşayan esnaflarıydık biz. Önce Efes ile başladı biliyorsunuz bu dönüşüm. Eğlence ve gürültüye dayalı başlayan bu dönüşüm merhabalaşmaları yok etti. Bir yerin gelişmesi kalabalıklaşmasıyla olmaz sadece. Dostluklar bir anda elde edilmiyor.
Bir de toplumsal yönü var. Beşiktaş esnafı toplumsal muhalefete sahip çıkardı. Şimdi bu değişen dükkanlar açılan mağazalar bir taraftan bu dayanışmayı ve solu sahiplenmeyi de azaltıyor. Örneğin eylemlerde olası müdahalelerde hangi alışveriş merkezi, zincir kapılarını eylemcilere açar. Biz açıyoruz, bunu istemiyorlar. Derdimiz bu dayanışmayı devamlı kılmak. Onlar bize tutunacaklar tabiki de. Yoksa Beşiktaş’tan bizi de silecekler. Çantacılarımız vardı alt sokakta şimdi ne oldu, kalmadı. Bir tanesi var o da direniyor yakında sonu aynı. Şehir demek sosyal bişeydir.
Beşiktaş’ta hedeflenen bu dönüşümle aynı zmanda küçük ve demokrat esnafları patronsal zinciri olan dükkanlara vermek istiyor ki Beşiktaş’ın muhalif havası da yok olsun. Sokağa hakim olmak istiyorlar. Benim burda olmam davam içindir. Muhalif bir Beşiktaş içindir.
Etrafımızı dolduracaklar. Gürültü patırdı. Bize de al şunu git diyecekler. Mecbur bırakacaklar. Bu hormonal gelişme. Kaygıları dayanışması olan, bir arada yaşayan, toplumuna halkına sahip çıkan esnafları kaldırmak. Beyoğlu’nun müzikli bölümüne dönüştürmek istiyorlar. Beşiktaş son 15 senedir dokusu zedelense de birçok ekonomik gelire sahip insanın vakit geçirdiği yaşadığı bir yer. Şimdi Beşiktaşlılar merkezden kaçmaya çalışıyor, buna zorluyorlar. Akşamları Beşiktaş halkı Beşiktaş’ta durmamaya başladı.
Yayalaştırmadan bir berber dükkanı olarak etkileneceğim. Sıyırıyorlar yavaş yavaş buradaki dükkanları. Rant yükseldikçe herkesin gözü büyüyor. Yıllardır buradayım ama birileri geliyor yan dükkanı benden kat kat yüksek kiralıyor. Belki kalıcı belki geçici bilemem ama bu şekilde ev sahibi yan tarafı örnek gösteriyor. Bu gelişmelerle, koşullarımızın çok ötesinde şartlar dayatılıyor. Kapitalizm küçük esnafı, yani sanatı yok ediyor. Dönüşüm lafı edenler paranın derdinde. Bizi sürmek yeni bir doku yaratmak istiyorlar. Dönüşüme de yayalaştırmaya da karşıyız.
Suna Kafe – Özkan Şahin
Son yıllarda gözle görünür bir değişim var Beşiktaş’ın çehresinde. Kiralarda bir artış var. Biz ev sahibi olduğumuz için belki çok etkilenmiyoruz ancak bu değişim kiraları tırmandırıyor. Kiracı olan komşularımızın rahatsızlıkları var.
Etrafta bir dönüşüm olacakmış söylentileri var. Kimsenin gelip bizi bilgilendirdiği yok. Kulaktan kulağa yayılıyor. Ne olacağını tam olarak bilmiyoruz. Yaylaştırma diyenler var. Biz Ihlamurdere Caddesi’nin trafiğe kapatılmasına karşıyız. Yıllardır burada yaşayan, iş yapan esnaflar olarak neden bize fikrimiz sorulmuyor? Bütün projeler gibi bu da üstten inme yapılıyor.
Beşiktaş’a dışarıdan yapılan projelere karşıyız. Beşiktaşlılar olarak semtimizin geleceğine dair alınan kararlara dahil olmak istiyoruz.