Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin üzerinden aylar geçti.
Muhalefet partilerinden sorumluluk alan bu yenilgi üzerine muhasebe yapanı göremedik. Hepsi görevlerine bıraktıkları yerden devam ediyor hatta son seçim yenilgisinin baş sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu Meclis konuşmalarını ‘Halkın umudu Kılıçdaroğlu’ sloganları eşliğinde yapıyor.
**
Peki, ülkenin bulunduğu siyasal ve ekonomik koşullar orta yerde dururken bunun müsebbibi siyasetçilerin siyasal yaşamlarını sürdürebiliyor olmaları nasıl izah edilebilir?
Bu durumu Bilişsel Çelişki Kuramı ile açıklamaya çalışmak mümkün.
Bilişsel Çelişki Kuramı insanların tutum ve davranışlarında tutarsızlıklar yaşandığında ortaya çıkan uyumsuzluğu ve bu uyumsuzluğu gidermek için gösterdiği gayret ve davranışları inceleyen bir teori.
Teoriye göre tutarsızlık içindeki insan zihni bu durumu dengelemeye çalışıyor. Meşrulaştırma eğilimi gösteriyor.
Tutarsızlıklar sebebiyle yaşadığı psikolojik gerilimi dengelemeye çalışan ve meşrulaştırma arayışına giren insan yaşadığı çelişkileri azaltmak için çelişkileri bastırmaya çalışıyor.
Siyasetteki tutarsızlıkları Bilişsel Çelişki Kuramı ışığında ele aldığımızda;
Birey, desteklediği siyasetçinin geçmişte savunduğu değerler ile çelişen davranışları karşısında bu davranışı eleştirmek ve sorgulamak yerine,
O davranışa anlam yükleyerek meşrulaştırma çabasına girişiyor ve o siyasetçilerin çelişkileri üzerinde düşünmek yerine yeni tutum ve davranışlarına anlamlar yükleyerek savunuyor.
Kurama göre birey önce bu davranışları destekleyecek, tutarsızlıkları gerekçelendirecek sebepler arayarak meşrulaştırma eğilimi göstermektedir.
Sonra inanç ve düşüncelerini bu yeni tutuma göre ayarlamaya,
Yeni tutum ve davranışları destekleyecek bilgi elde etmeye çalışarak karşılaştığı tutarsızlıkları ve yaşadığı çelişkiyi azaltma yoluna gitmektedir.
Yani birey zihninde uyumsuzluk yapan önceki davranışı yok saymakta, yeni davranışı meşru kılacak bilgiler ekleyerek davranışını değiştirmektedir.
**
Günümüzde ülkenin içinde bulunduğu kötü ekonomik koşulları uygulayanı başarısız politikalar ile ilişkilendirmek yerine “ülke dışından operasyon” gerekçesi ile açıklama gayreti,
Ya da siyasi başarısızlıkları hayali düşmanlara bağlama ve başarısızlıkları örtme eğilimi güncel örnekler olarak kuramın anlaşılmasını kolaylaştırıyor.
Dün söylediklerini inkâr derecesinde zıt davranışlar gösteren siyasetçilere verilen kitlesel desteğin sürmesini de bu kuram ışığında daha iyi anlamak mümkün.
Özellikle gerçek ve hakikatin önemini kaybettiği, doğru ile yanlış arasındaki sınırların kalktığı siyasal süreçte tutarsızlıkları sorgulanmak yerine bu çelişkiler bilişsel davranışlarla görmezden gelindiğinde siyasetçiler geçmişe sünger çekerek yoluna hiçbir şey olmamışçasına hesap vermeden devam ediyor.
Mevcut başarısız siyasetçileri ve özellikle CHP kurultayını bu yaklaşımla izlemek öğretici olabilir.
Müjdat ÖZTÜRK