Birleşik Kamu İş Görenleri Konfederasyonu (Birleşik Kamu-İş) İstanbul İl Başkanlığı cumhuriyetimizin 100. yılı onuruna düzenlediği “Birlik ve Dayanışma” gecesinde bir araya geldi. Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve çok sayıda sendika yöneticisi ve üyesinin katıldığı gecede sendikal mücadelenin yanı sıra cumhuriyet ve laiklik mevziisinin önemi vurgulandı.
Umut KURNAZ
2024 yılında bir milyon emekçinin sendikal mücadeleye örgütlemenin hedefinin ilan edildiği gecede emekli olan öğretmenlere kıdem plaketi takdim edildi.
“BU DÜZENİ MUTLAKA DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Gecenin ardından Röportajlık’a konuşan Birleşik Kamu İş İstanbul İl Başkanı ve Eğitim İş İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Alkoç Turan Başgönül, “Şartlar ve koşullar ne kadar zor, ne kadar çetin olursa olsun, gerekirse umudun bittiği yerde, ölüm fermanımızın imzalandığı, tüm dünyanın varlığımızın bitişini kutladığı kurtuluş mücadelesinin en derin yıllarında Anadolu’nun ortasından güneşi çekip getiren Mustafa Kemal’in inancı ve inadıyla, bu devranı döndürecek ve bu düzeni mutlaka değiştireceğiz…” dedi.
“CUMHURİYET DEVRİMİNİN TARİHSEL SORUMLULUĞU İLE…”
“Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalarımızı tercih eden kamu emekçilerinin birlik ve dayanışma göstermesinin temelinde, sadece bir sendikaya üye olmaktan daha fazlası yatmaktadır.” diyen Başgönül, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine ve mirasına sahip çıkma fedakârlığı açısından da dünyadaki tüm sendikal hareketlerden çok daha fazlasıdır. Bizler, bu ülkeyi daha yaşanılabilir bir yer haline getirmek için, emeğimizi ve alın terimizi ortaya koyarak birlikte mücadele etme kararlılığımızla, cumhuriyet devrimlerinin bayraktarlığını yapıyor ve bu tarihsel sorumluluğu hep birlikte yüklenmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.” İfadelerini kullandı.
“BİZLERİ ASLA SİNDİREMEYECEKLER”
Başgönül sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizleri yoksulluk ve cehalet kıskacına alıp nefes bile alamayacağımız bir yere hapsetmeye çalışıyorlar. Bizleri kapalı bir dünyaya hapsedip en basit temel ihtiyaçları bile lüks haline getiriyorlar. Amaçları bizleri sıkıştırıp çaresizliğe itmek, buradan da tüm radikal hareketleri hortlatıp bizleri sindirmeye çalışmaktır.
Ama bunu asla başaramayacaklar, çünkü her şeye rağmen cumhuriyetin kimliği bizlerden yana, cumhuriyetin söke söke savaş meydanlarında aldığı hakları bizlerden yana, bilim ve fen ile yoğurulmuş anlayışımız bizleri destekliyor. Bu sebeple ışığımızı asla söndüremeyecekler bizleri asla sindiremeyeceklerdir.
Cumhuriyetçi kamu emekçisi milletin vicdanıdır. Bizler cumhuriyet mirası ve kendi coğrafyasının yükselen yıldızı olan, Cumhuriyet kamu düzeninin mimarı ve sürekli inşacısıyız. Bizim mücadele inadımızı başka yapılar bu yüzden anlayamıyorlar. Çünkü onlar kamu emekçisinin emeğine göz koymuş, kamu emekçisinin emeğine ortak olan ve ülkemizin gerçek kimliğinin asla farkına varamayacak yapılardır. Birleşerek ve çoğalarak, bu anlayışı da yine hep birlikte yok edeceğiz.”