Özel içerik:

Aytuna Yamaç yanıtladı: Dünyanın en iyisi olarak kabul edilen Finlandiya’da öğretmenlik…

Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin “sürgün” edilmesine tepki gösteren...

“Türkiye’de bir devrimci iktidar olsaydı…”

RÖPORTAJLIK - ÖZEL Suriye’de Esad’ın devrilmesi, HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesi,...

Xinjiang’ın Dönüşümü: Modern Kalkınma ve Küresel Bağlantılar

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin hükümetinin devasa yatırımlarıyla...

“İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı veri sunmalıdır”

Türkiye’de kadın cinayetleri artıyor

Türkiye’de kadın cinayetleri oranında yeniden artış yaşanmaya başladı. Bakanlıklar sistematik şekilde kadın cinayeti verilerini tutup paylaşmıyor. Kadın cinayetleriyle ilgili İstanbul Bilgi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer konuştu: “Biz bilim insanlarına kadına yönelik şiddet suçlarıyla ilgili bilimsel araştırma yapmamız için İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı veri sunmalıdır. İki bakanlık hiçbir veri paylaşmıyor.”

Haber: Gökhan Korkmaz

İstanbul’da 4 Ekim Cuma günü  Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in Semih Çelik adlı erkek tarafından öldürülmesi büyük bir infiale yol açtı. 4 Ekim’den bu haberin hazırlandığı güne kadar ülkenin dört bir yanında, kadınların ve gençlerin başını çektiği eylemlerde kadın cinayetleri protesto edildi, medyada kadına yönelik şiddet tekrar tartışılmaya açıldı.

Kadın cinayetleri konusunda resmi sayılabilecek en önemli veriyi 2009 yılında bir soru önergesine verdiği cevapla açıklayan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2002’de 66, 2003’te 83, 2004’te 128, 2005’te 317, 2016’da 663, 2007’de 1011, 2008’de ise 806 kadının öldürüldüğünü söylemişti. 

Eski Adalet Bakanı Ergin’in verdiği yanıt ile 2002’den 2009’un 7. ayına kadar Türkiye’de kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığı ortaya çıkmıştı.

2022 yılında İçişleri Bakanlığı’nın verilerine  dayanarak açıklamalarda bulunan dönemin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise  2016’da 301, 2017 yılında 353 olan kadın cinayeti sayısının 2018 yılında 279’da düştüğünü paylaşırken 2019’da kadın cinayeti sayısının 336, 220 yılında 265, 2021 yılında ise 307 olduğunu açıklamıştı.

Bakanlıklar sistematik şekilde kadın cinayeti verilerini tutup paylaşmıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)  açıkladığı ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre de 2022’de 186 kadın öldürülürken 

2023’te 151 kadın cinayet sonucunda hayatını kaybetti. TÜİK, kadın cinayetlerinin son 6 yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini de söyledi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’da 2024 yılının başından Ekim ayına kadar 296 kadın cinayetinin işlendiğini aktardı. 

Türkiye’de TÜİK’in paylaştığı 2023 yılı verisi ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun paylaştığı 2024 verisi karşılaştırıldığında Türkiye’de kadın cinayetlerinin  oranında  yüzde 96,03 oranında artış yaşandığı görülüyor.

STK’lardan kadın cinayetlerine tepki 

Türkiye’deki çeşitli sivil toplum kuruluşları da kadın cinayetlerine tepki gösterdi. 

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddetin önlenmesinin devletlerin yükümlülüğü altında olduğunu söyledi.  Uluslararası Sözleşmeler ve 6284 nolu sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun acilen gerektiği gibi uygulanması gerektiğini belirten KEDV, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ivedilikle geri alınması gerektiği konusunda çağrıda da bulundu.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ise  açıklamasında şunları söyledi:

“Kadın cinayetleri toplumumuzun en ciddi ve ivedi çözüm gerektiren sorunudur. Bu gerçekliğin kabul edilmesi ve siyasal iktidarın çalışmalarını bu gerçeklikle sürdürmesi gerekmektedir. Kadınların yaşam hakkını güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi’ne zaman kaybetmeden geri dönülmelidir.”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’da, 6284 nolu sayılı kanunla ilgili başlattığı seferberlikle ilgili çağrısında şunları dile getirdi:

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak bir seferbelik başlatıyoruz. Tüm illerde, ilçelerde, mahallelerde, üniversitelerde 6284’ü anlatacağız. Nerede bir kamu görevlisi görevini ihmal ediyorsa peşinde olacağız. Nerede bir kadın şiddete uğruyorsa yanında olacağız. Öldürülen kadınların, kaybolan çocukların arkasından meydanlarda olacağız. Bunları yapacağız ki, kadınlar yalnız olmadığını bilsin. Kadın düşmanları da bunu bıilsin. Tüm kadınları  da bu mücadeleye omuz vermeye çağrıyoruz.”

Prof. Dr. Adem Sözüer: “İki bakanlık hiçbir veri paylaşmıyor”

Kadın cinayetleriyle ilgili konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Başkanı  Prof. Dr. Adem Sözüer, şunları söyledi:

“Kadın cinayetleri sorunu tüm dünyada yaşanıyor. Ama bizim ülkemizde çok büyük bir sorun. Bu nedenle,  kadına yönelik şiddeti de önlemeye yönelik pek çok reform yapılmıştır. 

Kadın erkek eşitliği ile ilgili,anayasaya pozitif ayrımcılık getirildi. Yeni Türk Ceza Kanunu ile tecavüzcüyle evlenene cezasızlık kaldırıldı. Töre cinayetleri için ağırlaşmış müebbet hapis getirildi,. 

6284 Sayılı kanunla kadına yönelik ve aile içi şiddet bakımından koruyucu ve önleyici tedbirler düzenlendi. Ama özellikle son yıllarda bu reformlardan adım adım geri gidiliyor.”

“Birkaç örnek verelim: İlkin tecavüzcüyle evlendirip, tecavüzcü erkeğe cezasızlık geri getirilmek istendi. 6284 Sayılı Kanunun etkin biçimde hayata geçmesini sağlayacak 7/24 çalışan merkezler yaygın şekilde kurulmadı. En vahim geri adım ise bir gece  ansızın İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasına karar verilmesiydi. TBMM’nin onayladığı bir sözleşmeden tek bir imza ile çıktık dendi. 

Anayasaki kadın erkek eşitliğini reddeden, cinsel yönelimi nedeniyle insanlara ayrımcılığı, şiddet ve nefret söylemini meşru gören marjinal görüş ve siyasetçiler iktidarda etkin konuma geldi.

Bu gelişmelerden de görüldüğü üzere, insan ve kadın hakları alanında başlangıçta yapılan reformlar, hayata geçirilmiyor veya tasfiye ediliyor.”

“Kadın cinayetlerinde temel motif cinsiyetçilik”

“Kadın cinayetlerini diğer öldürme suçlarından ayıran temel bir motif var. Kadın cinayetlerinde temel motif cinsiyetçilik. Yani kadın oluşu ve konumu nedeniyle öldürülüyor.

Eşit haklara sahip, maddi ve manevi varlığını benimsediği  değerlere göre geliştirme hakkı olan bir birey,  bir özne olarak görülmüyor. Kadın sahip olunan bir araç bir obje konumuna indirgeniyor.”

“Kadınlar sistematik şekilde karalama konusu yapılmaktadır”

“Kadınlar açısından giderek sosyal ekonomik eşitsizlikler artmakta ve kadınlar ve hakları sistematik şekilde karalama konusu yapılmaktadır. Toplumda, sosyal medyada ve diğer mecralarda kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı besleyen söylem ve gösterimler sürekli yaygınlaşmaktadır.”

“Bunlara ilaveten, kanunlardaki ağır cezalar etkin olarak infaz edilmemekte, çeşitli af uygulamaları nedeniyle  şiddet suçları işleyenin yanı kâr kalıyor anlayışı yerleşmekte.

Son 4 yıldır Kovid-19 gerekçesiyle şiddet suçlarından mahkum olan binlerce hükümlü hiç bir kontrole tabi olmadan serbest  bırakıldı. Serbest kalanlar yine kadınları, öldürdü, yaraladı.

Kağıt üzerinde durmadan cezaları artırmak anlamsızdır, yanlıştır. 

Üstüne üstlük kadın, çocuk ve aileyi şiddete karşı koruyucu sistemler ve tedbirler için yükümlülük getiren  İstanbul Sözleşmesinden de ayrılındı. Bu sözleşme,ülkemizdeki kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa ilişkin uygulama ve kanunlara yol gösteren bir lokomotiftir. Lokomotif vagonlarından ayırınca, o kanun ve uygulamalar hedefe gidemez.”

“Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmeli”

“Yapılması gerekenler şöyle: Anayasadaki kadın erkek eşitliğini hayata geçirecek adımlar atarak, Türkiye temel insan hakları belgelerinden biri olan İstanbul Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmeli. 

6284 Sayılı Kanundaki tedbirleri gerçekleştirecek yeterli uzmanının olduğu 7/24 ve açık kapı sistemiyle çalışan kurumlar tüm yurt sathına yayılmalıdır. 

Şiddet suçlarını işleyenlere yönelik cezaevi içinde ve dışında özel programlar uygulanmalı,denetimli serbestlik etkinleştirilmeli,bu suçlar sürekli affedilmemeli.”

“Veri yoksa bilimsel araştırma yapılamaz”

“Biz bilim insanlarına  kadına yönelik şiddet suçlarıyla ilgili bilimsel araştırma yapmamız için İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı veri sunmalıdır.  İki bakanlık hiçbir veri paylaşmıyor. Bilimsel araştırma yoksa sorunun gerçek boyutları ve çözümlerini nasıl bilebiliriz. Bilimsel araştırma yapılamazsa ne kadına yönelik şiddetle ilgili sorun ne de diğer sorunların çözümü için ciddi bir mesafe alınamaz.”

Son Eklenenler

Aytuna Yamaç yanıtladı: Dünyanın en iyisi olarak kabul edilen Finlandiya’da öğretmenlik…

Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin “sürgün” edilmesine tepki gösteren...

“Türkiye’de bir devrimci iktidar olsaydı…”

RÖPORTAJLIK - ÖZEL Suriye’de Esad’ın devrilmesi, HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesi,...

Xinjiang’ın Dönüşümü: Modern Kalkınma ve Küresel Bağlantılar

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin hükümetinin devasa yatırımlarıyla...

Xinjiang’da İnançların İzinde: Camilerden Tapınaklara Uzanan Bir Yolculuk

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, tarih boyunca pek çok...

Gündeme Dair

Aytuna Yamaç yanıtladı: Dünyanın en iyisi olarak kabul edilen Finlandiya’da öğretmenlik…

Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin “sürgün” edilmesine tepki gösteren...

“Türkiye’de bir devrimci iktidar olsaydı…”

RÖPORTAJLIK - ÖZEL Suriye’de Esad’ın devrilmesi, HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesi,...

Xinjiang’ın Dönüşümü: Modern Kalkınma ve Küresel Bağlantılar

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin hükümetinin devasa yatırımlarıyla...

Xinjiang’da İnançların İzinde: Camilerden Tapınaklara Uzanan Bir Yolculuk

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, tarih boyunca pek çok...

Çin’in Batıya Açılan Kapısı: Xinjiang’ın Kültürel ve Tarihsel Zenginliği

ERDAL EMRE Dünya tarihine yön veren İpek Yolu’nun kalbinde yer...

Aytuna Yamaç yanıtladı: Dünyanın en iyisi olarak kabul edilen Finlandiya’da öğretmenlik…

Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin “sürgün” edilmesine tepki gösteren öğrencilerin isyanı sürerken, Milli Eğitim Bakanlığı norm fazlası öğretmenlerin resen atamalarını durdurma kararı aldı.Atama sayısının az...

“Türkiye’de bir devrimci iktidar olsaydı…”

RÖPORTAJLIK - ÖZEL Suriye’de Esad’ın devrilmesi, HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesi, PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu yapı, Türkiye’de ‘Devlet Aklı’ tartışmaları, Gürcistan’da sokaklara taşan olaylar. Dünya ve...

Xinjiang’ın Dönüşümü: Modern Kalkınma ve Küresel Bağlantılar

ERDAL EMRE Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin hükümetinin devasa yatırımlarıyla modern bir kalkınma modeli sergiliyor. Modern altyapı projeleri, nitelikli sanayi bölgeleri, gelişmiş turizm alanları ve...