Özel içerik:

ABD ablukasına 60 yıldır direniyorlar! Küba heyeti Türkiye’de

Ercan Küçük Soykırım seviyesine ulaşan ve 60 yılı aşkın süredir...

Sanal kumar bağımlılığı! Zafer Partili Aslan uyardı:  Her 10 çocuktan 8’i…

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, dijital...

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Kaybolan Çocuklar Raporu

8 yıldır istatistiği bile tutulmuyor! Diyarbakır’da sekiz yaşındaki Narin Güran’ın...

“İlerici Kadınlar Türkiye çapında örgütlenecek”

İlerici Kadınlar Türkiye Koordinasyonu üyesi Hande Durna ile 15 Şubat Pazar günü toplanan İlerici Kadınlar Konferansı’nı konuştuk. Hem hazırlık sürecinin hem de konferans gününün çok başarılı geçtiğini belirten Durna, büyük hedeflerini anlattı.

Uzun bir zamandır hazırlıkları sürdürülen İlerici Kadınlar Konferansı 15 Şubat tarihinde toplandı. İstanbul Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya Türkiye genelinden yüzlerce kadın katıldı.

İlerici Kadınlar’ın hedef ve eylem programının da konuşulduğu konferansın ertesinde İlerici Kadınlar Türkiye Koordinasyonu Üyesi Hande Durna sorularımızı yanıtları.

Neden İlerici Kadınlar çıkışı ve İlerici Kadınlar Konferansı? Böyle bir çalışma yapmak neden aklınıza geldi, biraz anlatır mısın?

Ülkemizin topyekün geriye gidişi ile derdi olan kadınlar olarak bir araya geldik. Kadın erkek toplumun çok önemli bir bölümünün AKP iktidarı ile ve onun ülkeyi taşıdığı karanlık ve gerici tablo ile derdi var, biliyoruz. Ama kadınlara ayrı bir vurgu yapmak gerektiğini de biliyoruz. Çünkü AKP iktidarının, gericiliğin ve karanlığın kadınlarla özel olarak derdi var! İşte tam da bu noktada gericiliğe boyun eğmeyen, ayağa kalkan, direnen kadınları; ilerici kadınları bir taraf olarak belirlemek, bu tarafı güçlendirmek gerekiyor. Bu nedenle İlerici Kadınlar ismi ile siyasal bir duruş ve örgütlenme gerçekleştirmeyi gündemimize aldık. Konferans da bu kararın neticesinde gündeme geldi.

“AKP’NİN BAŞINA ÇORAP ÖRÜYORUZ, İLMEK İLMEK…”

İKK 15 Şubat’ta gerçekleştirildi. Nasıl değerlendiriyorsun, başarılı bir çalışma oldu mu?

Başarı kriteri olarak iki başlık önemli bence. Birincisi konferansın örgütlenme süreci, ikincisi ise 15 şubat günü gerçekleştirilen etkinlik.

Konferansın birkaç ay gibi kısa bir sürede bu kadar büyük bir etki yaratarak örgütlenmesi gerçekten çok büyük bir başarı. Az sayıda kadınla başladığımız bu işte bugün artık çok daha güçlüyüz. Türkiye’nin dört bir yanında mahallelerde, köylerde, işyerlerinde, okullarda, derneklerde ilerici kadınlar örgütlenmeyi gündemlerine aldılar, her attıkları adımda da karşılık buldular. Bu bize moral ve motivasyon veriyor. Demek ki doğru yoldayız, bu şekilde örgütlenmeye devam etmeliyiz. AKP’nin başına çorap örüyoruz, ilmek ilmek… Henüz iki üç sıra ördük belki ama kimsenin kuşkusu olmasın o çorap örülecek, AKP’nin başına geçirilecek.

İki başarı kriteri var demiştin. İkincisini anlatır mısın?

Konferans programını netleştirirken Hazırlık Komitesi’nde beraber çalıştığımız arkadaşlarım çok iyi biliyorlar, bu kadar yoğun bir program çıkarabilmiş olmamızdan dolayı mutluydum ama bir yandan da saatlerce sürecek bu yoğunluğun kadınları sıkmasından da korkmuyor değildim. Ama bir şeyi itiraf etmem gerekiyor. 20 yıldan fazla süredir pek çok konferans, kongre, şenlik, miting vs örgütlenmesinde yer aldım ya da en azından izleyici olarak katıldım. Hayatımda bu kadar kalabalık bir topluluğun bu kadar yoğun bir programı başından sonuna pür dikkat takip ettiğine şahit olduğum başka bir etkinlik hatırlamıyorum. 30’un üzerinde konuşmanın yapıldığı konferansta birbirini tekrar eden tek bir konuşma olmadı. Neredeyse tamamı belli bir uzmanlık ya da mücadele deneyimine dayandırarak gerçekleştirilen konuşmalar gerçeklikle bağı çok rahat bir şekilde kurulabildiği için bütün salon tarafından ilgiyle izlendi diye düşünüyorum. İşte burada kadın alanının bize sunduğu muazzam bir olanağın sonuçlarını konferansta gördük. Kimse alınmasın gücenmesin ama bu olanağın bir yanında gerçekten samimi ve dolayımsız konuşabilme cesareti yer alıyor. Diğer tarafta ise kadınların toplumsal dinamiklerin bütününü kestiği gerçeği var. Oyuncular Sendikası’ndan dostlarımızla Yırcalı köylü kadınlarımızın, akademisyen, hukukçu kadınlarımız ile direnişteki işçi kadınlarımızın, yaşam alanlarını savunan kadınlarımızın; spor yazarı kadınlarımızla engelli kadınlarımızın yaşadığı duygudaşlığı buradan bakarak anlayabilmek mümkün.

“TOPLUM ÖZGECAN İLE ÖNEMLİ BİR KIRILMA DAHA YAŞADI”

Salonda ve Özgecan’ın ardından yapılan eylemlerde kadın mücadelesinde yeni ve yükselen bir evreye girdiğimizi hissettiren bir atmosfer vardı, nasıl değerlendiriyorsun bu durumu?

Evet, bu tespit son derece doğru. Bakın Haziran, yaşam alanlarını koruma çıkışlı nasıl çok önemli bir kırılma noktası ise, kadınların gericiliğin en önemli kurbanları haline getirilmesine tepki de benzer özellikler taşıyor. Bugün bu atmosferi doğuran koşullarda Haziran günlerinin etkisini yadsımak mümkün değil. Özgecan için sokağa çıkan kadınlar, örgütlü bir bilinç ile değil büyük bir tepki ile sokağa çıkıyorlar ve bu eylemlere katılımın artması ile kendini belli ediyor zaten. Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. Özgecan’ın maruz kaldığı korkunç saldırının benzerlerinin de ülkemizde çokça yaşandığını biliyoruz. Ama Özgecan, bir kadının, bir insanın yaşayabileceği her tür acıyı yaşayarak katledildi, bir simgeye dönüştü. Bugün artık 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin acısını da, Ayşe Paşalı’nın, Münevver Karabulut’un katledilmesini de ve daha binlercesini de Özgecan ile beraber yeniden yaşıyoruz. Yani bu toplum Özgecan ile önemli bir kırılma daha yaşadı. Bu kırılmanın kadınların mücadeledeki yerinin daha da artması ile sonuçlanması kimseyi şaşırtmamalı.

İKK’nın Türkiye siyasetinde ve kadın mücadelesinde gördüğü ve doldurmaya talip olduğu boşluk nedir?

Tam da az önce Özgecan eylemleri ile bağlantılı söylediklerim bu konuyla ilgili. Bugün Türkiye’de yaşanacak büyük kırılmalarda kadınlar hem nesnel olarak hem de mücadele içinde edindikleri yer ile var olacaklar. Buna sırtını dönmüş herhangi bir siyasi öznenin başarı şansı yok, öncelikle bunu söyleyelim. Her şeyden önce inandırıcılığı yok. Kadın hareketini küçümseyeceksin, kadınların mücadeledeki yerini afaki laflardan ibaret bırakacaksın, bir toplumsal olay patlak verdiğinde üç beş kelam edeceksin ama arkasını getirmeyeceksin. İşte İKK bu hastalığa karşı bir aşı da olacak. İlerici Kadınlar çıkışı, kadın hareketine, kadın dinamiklerine yüzünü dönme iddiasıdır. Doldurmayı düşündüğü boşluk da tam burasıdır. Buradaki boşluk sanıldığından daha da büyüktür ne yazık ki…

“MÜCADELE EDEN KADINLARLA BULUŞTUK”

İKK geniş bir kesimde ilgi gördü, bunun nedenleri nedir?

Birincisi mücadele eden kadınlarla buluşmayı becerebildik. Ama bunu söylerken bir parantez açarak daha yolun başında olduğumuzu da mutlaka ifade etmem gerekir. İlerici Kadınlar sadece mücadele eden kadınlarla buluşmakla kalmamalı, kendisi bizzat mücadele odaklarının ortaya çıkışının örgütleyicisi olmalıdır. İkincisi Türkiye’de marksistler ile feministler arasındaki alan muazzam büyük ve boş bir alan. Bugün marksist olup kadın alanında da bir duruş sergilemek isteyen ama feministlerin durduğu yerde de kendini ifade edemeyecek olan önemli bir birikim var. İKK bu birikimle buluşmak istiyor. Sanıyorum bu samimi isteğimizi hissettirdik, bunun karşılıkları oldu. Üçüncüsü ise yukarıda da değinmeye çalıştığım Türkiye’de kırılma yaratacak enerji birikmelerinden önemli bir tanesinin kadın alanında yaşandığıdır.

İKK buraya gözümüzü dikmemiz gerektiğini sanıyorum anlatabildi ve bu nedenle de umut yaratabildi.

“ARTIK ‘İLERİCİ KADINLAR’IZ”

İKK’nın ardından önümüzdeki sürece dair plan ve beklentiler ne, nasıl bir yol haritası koydunuz önünüze?

Artık İlerici Kadınlar Konferansı değiliz, İlerici Kadınlar’ız. Konferansta önümüzdeki dönem mücadele ve çalışma başlıklarını belirlediğimiz bir dizi karar aldık. Bu kararları konferans sırasında gelen önerilere göre revize ederek ilan edeceğiz. Ama kabaca aldığımız kararlarla neyi murat ettiğimizden bahsedeyim. İlerici Kadınlar, kadınların mücadele etmesi gereken her başlıkta yer alacak, toplumun diğer kesimlerini de sürükleyebilecek mücadele başlıkları açacak. Kısacası bir mücadele odağı yaratacağız. İlerici Kadınlar, yurdun dört bir yanında, Türkiye çapında örgütlenmeye ve büyümeye devam edecek. Meclisler şeklinde örgütlenme gerçekleştirilecek. Yerel meclisler, işyeri meclisleri, okul meclisleri kurulacak. İlerici Kadınlar’ın merkezi örgütlenmesinde ise yine konferans sırasında seçtiğimiz Türkiye Koordinasyonu kritik bir rol üstlenecek. Koordinasyon bir yandan meclislerin temsilcilerinin buluşma noktası olacak. Diğer yandan merkezi fonksiyonlarda görev almış üyeleri ile İlerici Kadınlar çalışmasının her tür siyasal ve ideolojik gereksiniminin karşılanmasında rol üstlenecek.

Son olarak eklemek istediğin birşey var mı?

Bu daha başlangıç, İlerici Kadınlar’ı örgütlemeye ve mücadeleye devam diyorum…

Can Soyer 17.02.2015

İLERİHABER

Son Eklenenler

ABD ablukasına 60 yıldır direniyorlar! Küba heyeti Türkiye’de

Ercan Küçük Soykırım seviyesine ulaşan ve 60 yılı aşkın süredir...

Sanal kumar bağımlılığı! Zafer Partili Aslan uyardı:  Her 10 çocuktan 8’i…

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, dijital...

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Kaybolan Çocuklar Raporu

8 yıldır istatistiği bile tutulmuyor! Diyarbakır’da sekiz yaşındaki Narin Güran’ın...

Yeni FETÖ, Menzil mi?

Nasıl bu kadar büyüdüler, zenginleştiler? Hangi bakanlıklarda kadrolaştılar? Yeni...

Gündeme Dair

ABD ablukasına 60 yıldır direniyorlar! Küba heyeti Türkiye’de

Ercan Küçük Soykırım seviyesine ulaşan ve 60 yılı aşkın süredir...

Sanal kumar bağımlılığı! Zafer Partili Aslan uyardı:  Her 10 çocuktan 8’i…

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, dijital...

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Kaybolan Çocuklar Raporu

8 yıldır istatistiği bile tutulmuyor! Diyarbakır’da sekiz yaşındaki Narin Güran’ın...

Yeni FETÖ, Menzil mi?

Nasıl bu kadar büyüdüler, zenginleştiler? Hangi bakanlıklarda kadrolaştılar? Yeni...

‘Ekonomist Bilal, babanın saraydaki harcamalarına bir bak’

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Hazine ve Maliye...

ABD ablukasına 60 yıldır direniyorlar! Küba heyeti Türkiye’de

Ercan Küçük Soykırım seviyesine ulaşan ve 60 yılı aşkın süredir devam eden ABD ablukasına karşı mücadele eden Küba devletinden bir heyet, Türkiye’ye geldi. Türkiye Komünist...

Sanal kumar bağımlılığı! Zafer Partili Aslan uyardı:  Her 10 çocuktan 8’i…

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, dijital bağımlılığın çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekerek özellikle sanal kumar bağımlılığına karşı aileleri uyardı. Her 10...

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Kaybolan Çocuklar Raporu

8 yıldır istatistiği bile tutulmuyor! Diyarbakır’da sekiz yaşındaki Narin Güran’ın kaybolduktan sonra cansız bedenine ulaşılması ve bu süreçte yaşananlar Türkiye’deki kayıp çocuklar gerçeğini bir kez...