Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Özdemir Akbal değerlendirdi
ERCAN KÜÇÜK
ABD’de tüm dünyanın aylardır sonucunu merakla beklediği başkanlık seçimlerini eski başkan Donald Trump 295 delegeyle kazandı. Önceki döneminde de kurumlar arasında tartışmalara neden olan Cumhuriyetçi aday Trump’ın yeni dönemindeki ilk krizi Fed Başkanı ile olabilir.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, düzenlediği basın toplantısında ABD başkanlık seçiminin sonuçlarının para politikası kararları üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını ifade etti. Powell konuşmasında “ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın danışmanlarından bazıları istifa etmeniz gerektiğini düşünüyor. Sizden ayrılmanızı isteseydi gider miydiniz?” sorusuna da, “Hayır.” yanıtını verdi. Powell, yasal olarak ayrılması gerekmediğini vurgulayarak, Başkanın Fed’de liderlik pozisyonundaki herhangi birini kovmasının da yasa gereği mümkün olmadığını da belirtti.
Yıllardır ABD üzerine çalışmalar yapan Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Özdemir Akbal ABD Merkez Bankası Fed’in bağımsız bir kurum olduğuna dikkat çekti. Trump’ın Başkanı görevden almak gibi bir talebi olabileceğini vurgulayan Akbal şunları söyledi:
“Trump belki bir niyet olarak böyle bir talepte bulunabilir ama bu talepte bulunması Amerikan kamu idaresi açısından bu talebin yerine getirilmesi ne kadar doğru? Bunlar hep Amerika kamu idaresinde de sıkıntı yaratabilecek, sorun oluşturabilecek şeyler. Ancak Trump’ın önceki döneminde de açık bir şekilde gördük. Trump’ın yasa ile alakalı çok fazla bir kaygısı yok. Dolayısıyla da ABD’de teamüller ve yasaların dışına çıkarak hareket edebilmesi mümkün. Ancak bu, talepler bağlamında kalıyor. Yani yasa haricinde hareket etme isteği bir karşılık bulmuyor. Trump’ın böyle bir talepte bulunması belki ‘ben Amerikan ekonomisini ya da ABD’nin her an ve şekliyle kontrol edebilirim’in bir mesajı olur. Ama ne Amerikan kamu yönetimi açısından ne de küresel ekonomi açısından çok olumlu sonuçlarla beraberinde getirmez diye değerlendiriyorum.”
ABD Derin devleti tartışmaları
Akbal, Fed Başkanlığı konusunun Amerikan devleti ile Trump arasında bir kavga sebebi olup olmayacağı sorusuna ise şu şekilde cevap verdi:
“Amerikan başkanı-Amerikan devleti diye ayrı olarak tanımlanması bir kere yanlış. Yani evet Türkiye’den kaynaklı bir derin devlet söyleminin Amerika’da bazı alanlarda kullanıldığı görülüyor. Fakat bilimsel manada ciddiye alınacak kaynaklarda çok da böyle bir kullanım yok.
Birileri bir iki tane makale elbette göstereceklerdir. Ama bilimsel değerini bir makalenin aldığı atıflar ve karşılandığı uluslararası kongreler gösterir. Dolayısıyla ‘bu makalenin içinde deep state ya da derin devlet ifadesi geçiyor. Öyleyse Amerikan politika biliminde bu genelde kabul görmüş bir kavramdır’ diye tanımlamak oldukça eksik ve yanlış bir perspektif.
İkincisi Amerika Birleşik Devletleri’nin devlet başkanının devletten büyük bir şey olduğunu tanımlamaya çalışmak da ciddi ontolojik bir problem her şeyden önce. Bütün bunlara baktığımız zaman ABD’nin devlet başkanı da tıpkı ABD’nin başka kurumları gibi o kurumu yürütmekle, yönetmekle ama bunu yasalar ve teammüller dahilinde yapmakla mükellef birisi.
Trump’ın yargılanması da söz konusu. Buna benzer olaylar ve Biden-Trump seçimi sonrasında ortaya çıkan baskın neticesinde Trump’ın yargılanması, bunun haricinde Trump’ın devletin istihbarat bilgilerinin evinden çıktığına dair ciddi şüphelerin varlığı Trump’ı bu konuda zaten bir malül olarak gösteriyor.”
Başkan yardımcısına büyük görev
Akbal, Trump’ın ülkeyi bir işletme gibi yönetmek isteyebileceğini ancak ABD’nin devlet teamüllerinin buna müsade etmeyeceğini de vurguladı:
“ABD’nin de bir önceki dönemde de Mike Pence yani eski başkan yardımcısı Trump’ın radikal davranışlarını törpüleyen bir pozisyondaydı. Şimdiki başkan yardımcısına da bu noktada ciddi manada bir rol düştüğünü değerlendirmek lazım.
Trump tabii bir ticarethane sahibi olarak, her şeye bir işletme gözüyle bakarak hareket etmeye çalışacak. Bugüne kadar iş yapma doğasının gereği bu. Trump bu şekilde davranacak ama ABD’nin devlet teammülleri de bunu belli noktalarda kısıtlayacak.
Şimdi biz bunu Türkiye’den ‘Devletle Trump arasındaki bir çatışma’ olarak okuyacağız. Neden? Çünkü ABD’nin kamu idaresi üzerinden bakmayacağız biz bu konuya. Ama bu konuyla aslında olması gerektiği gibi ABD’nin kamu idaresi üzerinden bakıldığında Amerikan Başkanı’nın da kuvvetler ayrılığı ve ilkesi üzerinden yetkilerinin ve görevlerinin sınırlandırıldığını ve devletin diğer aygıtlarının da bu konuda bu sınırları aşmaya kalktığı takdirde Amerikan Başkanı’nın gerekli şekilde uyaracağının bir sonucudur bu. Bundan ibarettir.”
Trump görevden alınabilir mi?
Trump’ın bir önceki döneminde görevden alınabileceği, başkanlıktan azledilebileceği gibi tartışmalar Türkiye’de çokça dile getirilmişti. Trump’ın yeni döneminde de benzer tartışmalar yaşanabilir mi? Akbal bu soruya şu sözlerle yanıt verdi:
Evet, bu dönemde de böyle tartışmaların gerçekleşmesi söz konusu olabilir. Ama bir önceki döneminde de benzeri yorumlar yapmıştım. Yine tekrar edeyim. Trump’ın görevden alınmasıyla sonuçlanacak bir hadisenin ortaya çıkacağı ben değerlendirmiyorum.
Eğer ömrü vefa ederse Trump 4 yıllık süreyi tamamlar. Bunda herhangi bir beis olmaz. Bu ticarethane işletmecisi bakış açısıyla Amerikan Devleti’ni yönetmeye çalışacağı için bu türlü tartışmaların Trump’ın yeni döneminde de gündemde olması çok da şaşırtıcı olmayacak. Ama tekrar altını çiziyorum. ABD’yi incelerken Amerikan kamu idaresi özellikleri ve öncelikleri üzerinden bakmak lazım. Yani canımızın istediği yerden, durduğumuz yerden bakmak doğru tahlili beraberinde getirmez
Amerikan kamu idaresinde de bunlar çok izin verilen, kabul edilebilen davranışlar değil. Dolayısıyla elbette kısıtlanacaktır. Hatta bu görevden alma soruşturmaları da ortaya çıkabilir. Tıpkı önceki dönemde olduğu gibi. Fakat bir görevden alma sonucuyla ortaya çıkan bir faaliyet olacağını hiç zannetmiyorum. Trump dönemini tamamlayacaktır.”