Türkiye’de fizikleriyle konuşulan oyuncular değişimden kaçar. Ama siz ‘Unutursam Fısılda’da uzun saçlarla karşımıza çıktınız. Şimdi ‘Şeref Meselesi’ndeki yeni karakteriniz için uzun zamandır spor salonundasınız…
İnsanların Kerem Bürsin’i değil canlandırdığım karakterleri düşünmesini istiyorum. Bu yüzden Yiğit karakterini kafaya taktım. Spor hocam Burak Uğur ile ‘Güneşi Beklerken’de de birlikte çalışıyorduk. Orada canlandırdığım karakter zengin bir çocuktu. Ağırlık da kaldırabilir, spor salonuna da gidebilirdi. Oysa ‘Şeref Meselesi’ndeki Yiğit, Ayvalık’ın bir köyünde doğuyor. Ailesinin maddi durumu iyi değil. Bu yüzden kendi imkânlarıyla spor yapıyor, doğal bir vücudu var.
Nasıl ortaya çıktı o kaslar?
Kendi ağırlığımı kullanarak çalıştım. Hocamla doğal fizik yapısını oluşturmak için bazı hareketler tasarladık. Mesela 8 metrelik bir gemi halatının ucuna bağlanmış 30 kiloluk bir yükü 3.30 metrelik yükseklikten çekmem gerekiyordu. Bunu 100 tekrar yapıyordum. Ayrıca boks antrenmanları yaptık. Bunlar beni fitness salonuna gitmiş biri değil de köyde günlük işlerini yapan bir genç haline getirdi. Beslenme konusunda da aldığım kaloriyi kestik. Hatta diyetisyene gittim. Zordu yani.
Sonuçta kaç kilo gitti?
Kilomu bilmiyorum. Çünkü kas daha ağır olabiliyor ama beden olarak daraldım. 32 beden giyerken 29 bedene düştüm. Kıyafetlerimin çoğu artık üzerime olmuyor. Diyetisyen vücudumda sadece dört kilo yağ olduğunu söyledi. Onu vermenin de tehlikesi olabilirmiş. Kastan yememek için bu yüzden iki hafta tamamen sıvıyla beslendim. Brokoli, elma, ananas gibi şeyleri karıştırıp hazırladığım sıvıları içerek güne başladım. Şimdi de fiziğimi korumak için istediğim gibi yiyemiyorum.
Dizide bu kadar çaba harcanan kasların ne kadarını göreceğiz?
İlk bölümde biraz göreceğiz o kadar. Ama ben vücudu soyunacağım ya da herkes görsün diye yapmıyorum. Canlandıracağım karakter böyle.
Türkiye’de erkek bedeni, kadın bedeni kadar reyting yapıyor mu?
Maalesef. Ama ben oraya takılmamaya çalışıyorum. Güzel görünmek beni motive etmiyor. Ne yazık ki dünyada öyle bir algı var. Kapitalist sistem içinde markaların reklamlarında hep güzel vücutlu insanlar görülüyor. Oysa işin önemli kısmı sağlıklı olmak. Zaten bu da güzel vücudu beraberinde getiriyor.
Güzel görünmek sizi motive etmiyor ama size bayılıyorlar. Neden o halde?
Umarım oyunculuğumdandır. Çünkü ben yakışıklı olmaya değil, oyunculuk konusunda iyi olmaya çalışıyorum.
HİÇBİR ZAMAN ‘OLDUM’ DEMEYECEĞİM
Şu an popülersem yarın belki olmayacağım. Bunun farkındayım. Bu yüzden her şeye karşı hazırlıklıyım. Ve işime çok asılıyorum. 10 sene sonrasını düşündüğümde hayalim sağlıklı yaşayıp aile sahibi olmak. Keşke beş çocuğum olsa. Bunları da söylemesi kolay ama yapması kolay mı bilmiyorum. Sonuçta bu işe yeni başladım ve bu meslek çocukları nasıl etkiler ondan da emin değilim.
İyi bir aile, başarılı bir kariyer, sağlam bir fizik… Hayat size mi güzel?
Mükemmel bir insan değilim. Ama iyi ve saygılı olmaya çalışıyorum. Çabam bunun için. Yoksa benim de hem insan hem oyuncu olarak bir sürü hatam var.
Dergilerde yılın adamı seçilen Kerem’in hayallerimizdeki gibi pırıltılı bir hayali yok mu yani? Aslında sıkıcı bir adam mısınız?
Evet, sıkıcı ve normal bir hayatım var. Tabii istesem dışarıya çıkarım, başka ülkeleri gezerim, sete geç giderim. Ama benim için hayat bunlardan ibaret değil. Çünkü buraya gelmem hiç kolay olmadı. Bu yüzden elimdeki çok değerli ve ben değerini biliyorum.
Şöhreti mi kastediyorsunuz?
Asla ondan bahsetmiyorum. “İşim oyunculuk. Paramı bundan kazanıyorum” diyebilmek önemli. Bu cümleyi kurabilmek içinde bir sürü değişik işler yaptım. Bu yüzden işin hakkını vermek lazım. Ben bir hayali yaşıyorum.
“Ya biterse?” diye korktuğunuz oluyor mu?
Hayır. Bir gün bile olsa bunu yaşamak acayip bir şey. Biterse de “Güzeldi, şimdi Yeni Zelanda’da marangozluk yapabilirim” derim.
Yüz binlerce fanınız var, yüzlerce de fan sayfanız. İnsanlar ağzınızdan çıkacak bir cümleye bakıyor. Bunlara bakarak “Ben oldum” diyor musunuz?
O ne demek ya? Ben hiçbir zaman olmayacağım. Çünkü olduğum zaman oyunculuk yapmayıp başka şey yapmalıyım. Yoksa ne zevki kalır?
KADINLAR BENİM İÇİN HASSAS NOKTA
Canlandırdığınız rollerde genelde kızlar hep size hasta. Özel hayatınızda da durum böyle mi?
Hayır. Zaten bu yüzden bu roller hoşuma gidiyor. Ben bu iki karakterin yaptıklarını gerçek hayatta asla yapamam çünkü kendimi o kadar ciddiye almıyorum..
Çapkın mısınız?
Kadınlar benim için hassas nokta. Maalesef yaşadığımız dünyada bir obje olarak görünüyorlar. Bu da beni rahatsız ediyor. Bu yüzden bir kızı beğensem bile onu rahatsız ediyorsam flört etmem.
Gece kulübe gitsek karşı masadaki kızları tavlamak için bir göz kırpmanız yetmez mi?
Onu yapamam işte. İlk tanınmaya başladığım zamanlar yakın bir arkadaşımla dışarıya çıktık. Sürekli kızlar bakıyordu. Yüzümde bir şey var sandım. “Şuyum buyum” diye hayatımı yaşamıyorum.
Hakan GENCE – Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU 22.11.2014