Gezi olaylarına destek verdiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dilediği söylenen Şafak Sezer iddiaları yalanlıyor: “Bir daha siyasi tartışmalara asla girmem. Tayyip Erdoğan’dan da özür dilemedim. Özür dilenecek bir şey yok ki ortada. Sadece iftara katıldım, o kadar” diyor.
Şimdi Onlar Düşünsün diziniz nasıl gidiyor? Sıkılmadınız mı dizi çekmekten?
İlk uzun vadeli işim 2005’te çektiğim Ekmek Teknesi oldu. 2009 yılından sonra da diziler peşpeşe devam etti. Sonuçta bu benim mesleğim. Tabii ki dizi her şeyi çok çabuk sömürüyor. Sinema daha keyifli ama iyi bir proje olması lazım.
TRT’de yayınlanan dizinizde Malatyalı birini canlandırıyorsunuz. Nasıl tepkiler?
Malatya bizi çok sahiplendi. Bol bol kayısı kurusu yolluyorlar sağolsunlar. Kayısı karaciğer dostu biliyorsun.
Yeni proje var mı?
Sokataki insan bitirim, sivri tipleri canlandırmamı seviyor. İyi bir tip oynamamı, aile babası olmamı istemiyor. “Baba sen serseri ol, kötü adam ol. Sana o yakışıyor” diyorlar… Şimdi de 3 yeni projem var; Kolpaçino 3. devre; Yönetmen diye bir dolandırıcılık hikayesi ve Kahraman. Yönetmen ve Kahraman’ın senaryoları bana ait; sadece küçük bir rol alacağım onlarda.
Şu an hayatınızın nasıl bir noktasındasınız?
İşimi gücümü yapayım, hiç bir şeye karışmayayım istiyorum. Çünkü garip bir durum oldu; sanatçıları sürekli bir yere sokmaya çalışıyorlar. Malum ben de bir kaç şey yaşadım.
Bir daha siyasi tartışmalara girmeyeceğim mi diyorsunuz?
Kesinlikle. Zaten girdiğimiz bir şey yoktu, orada bulunduk. Anlamadığım, çözemediğim bir durum oldu.
Sanatçı tuttuğu takımı bile söylememeli
Önce Gezi olaylarına destek vermeniz; ardından bu nedenle Tayyip Erdoğan’dan özür dilemeniz bayağı tepki çekti… Pişman mısınız yaşadıklarınıza?
Pişmanlık derken, bu kadar sivrilmeyi istemezdim açıkçası. Niye sivrileyim ki? Öbür tarafı ya da bu tarafı niye kırayım ki? Kırmamak lazım. Çünkü biz evrensel bir iş yapıyoruz. O evrensel işin içinde örf, adetlerine düşkün insanlar var. Hoş olmadı tabii, keşke sivrilmeseydim. Çok politik bir cevap gibi gelmesin bu, gerçek cevabım. Tuttuğum takımı bile söylediğimde bazıları için üzücü oluyor. Sanatçının, oyuncunun takımı bile gizli kalmalı. Çünkü başka takımı seven de var. Fanatizm biraz fazla ilerlemeye başladı ülkemizde.
İktidar yanlısı mısınız?
Öyle bir durumum yok. Hiç bir partinin durumu beni ilgilendirmiyor. Benim sadece şahıslarla ilgili cevabım olmuştu.
Özür dileme durumu nedir?
Buna magazin kirliliği mi demek lazım bilemiyorum ama söylemediğim ya da yapmadığım şeyleri bana mal ediyorlar. O dönemde de söylemediğim pek çok şey söylendi gibi gösterildi. Özür falan da dilenmedi, özür dilenecek bir şey yok ki ortada. Sadece iftara katıldım o kadar.
Tayyip Bey’den özür dilemediniz yani…
Özür dilenecek bir şey yapmadım ki ben; söylemedim de zaten. Sadece işin Gezi’de başka bir tarafa gittiğini gördüm. Sloganlar başka şekilde atıldı. Meselenin sadece ağaç olmadığını gördüm orada; olay başka yere gitti.
Politikayla ilgilenen bir insan mısınızdır?
Evlerden uzak (Gülüyor)… Çocuğum politikaya girse evlatlıktan redederim. Nefret ederim çünkü. Çok zor bir iş, sanattan daha zor.
Şahan’la Cem Mercedes’le BMW gibi
Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmırzalıoğlu gibi çok yakışıklı adamlar komedi oynayamıyor mu?
Jim Carrey çok yakışıklı ama… Hiç de öyle bir ayırım yok bence. Karizmatik komedi oyuncusu çok var. Üstelik Kıvanç’ın da komedi denemesi var; Amerikalılar Karadeniz’de diye. Bir Kenan yapmadı ama bence içinde uktedir onun da. Komedyen dram oynamak; dram oynayan da komedi yapmak ister. Erkan Petekkaya’nın ilk işi komedidir, Serseri. En keyif aldığım işti der her zaman.
Türkiye’nin en komik adamları dediğimizde Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar’la birlikte ilk akla gelenlerdensiniz. Fakat polemiklerde yoksunuz…
Benim hiç o taraklarda bezim yok. Zamanında tartışmalarım oldu ama pişmanlık var. Şahan’la Cem Mercedes’le BMW gibi. İki büyük araba firması… Birbirlerine tabii ki laf atacaklar çünkü işlerini çok iyi yapıyorlar. Büyük kitlelere hitap ediyorlar. Ayrıca birbirlerini beğenmeyebilirler. Rakip olarak görüyorlar hem demek ki birbirlerini. Benim rakip gördüğüm kimse yok. İşimle ilgili rekabetim yok daha doğrusu.
Asabi olduğunuzu kabul etmişsiniz bir röportajınızda. Doğru mu?
Etmesen de ettiriyorlar. “Tamam kardeşim ” diyorum, sonra da eve gidene kadar 5 defa besmele çekiyorum aman bir şey olmasın diye. Aslında o cesur dediğiniz adamlar dünyanın ne korkak adamlarıdır; ben de dahilim…
Banu Duran 01.02.2015