EN BÜYÜK TEHLİKE DİN ALLAH KUR’AN DİYEREK GELEN BAŞIMIZDAKİ YOBAZLARDIR!
Günümüzde sosyal medya uçsuz bucaksız bir alem haline geldi. Etkili kullanıldığı zaman ülkelerde iktidarları düşürebilecek güce erişti. Bu arada twitterı etkili kullananlar bu sanal alemde ön plana çıkmaya başladı. Yorgo Angelopoulos’da twitterın Türkiye’deki en önemli karakterlerinden birisi. “Acaba gerçek kimliği kim? Neden bu kadar muhalif? Korkmuyor mu?” Soruları sürekli sorulurken özellikle iktidar üyelerine attığı twitlerle paylaşım rekorları kırmaya devam ediyor. Merak edilenleri doğrudan kendisine sorduk ve kendisine yakışan şekilde ilginç cevaplar aldık.
Ercan KÜÇÜK (EK) : Gerçek adın ne?
Yorgo Angelopoulos (YA) : Bu sorunun bence bir uzun bir de kısa yanıtı var. Önce uzun yanıtı vereyim isterseniz. Adım elbette Yorgo. Lakin Türkiye’de yaşayan azınlıklarda iki ismi olan çok insan var ki bunu Rum ya da Ermeni komşuları olanlar çok iyi bilir. Yani hem Türk hem de yabancı isme sahip kişiler. Türk ismim olsa da(!) bunu ifşa edeceğimi sanmıyorum. Nedenine gelince elbette çekindiğimden değil korkum yok kimseden ama Türkiye’nin böyle bir zamanında ben bu kadar sert ve dik tepkiler verirken neden kendimi deşifre edeyim ki? Siz olsanız eder miydiniz? Ya da şuna şöyle bir Nasreddin Hoca fıkrasıyla örnek vereyim 🙂
Aksak Timur, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğrar. Köylü padişahı layıkıyla ağırlar. Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem olsun” der ve gider. Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder. Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz.
Hocaya:
-Hocam perişan olduk bizi kurtar. Biz bu file bişey yapsak padişah kellemizi alır derler.
Hoca:
-Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der. Köylüyü arkasına alır huzura çıkar.
Timur:
-Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar.
Hoca:
-Padişahım bu filiniz derken bi bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış. Padişah:
-Eeeee ne olmuş file?
Hoca:
-Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık.
Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz, der!
Yani bende bazen bazı tepkiler yüzünden diyorum ki; Tanrım bizi bir Tayyip kesmedi sen bir tane daha gönder! 🙂 Kimsenin söyleyemediğini söylediğin zaman şakşakçın çok olur. Ama düşünce o şakşakçılardan bi tanesini bile arkanda bulamazsın..
Gelelim kısa cevaba. Adımın ne olduğu yada kim olduğumun önemi yok. Önemli olan söyleyip savunduğum şeylerin doğru olup olmadığıdır.
EK: Türk müsünüz, Rum mu?
YA : Türkiye’de doğup büyümüş bir Rum’um
EK : Yunanistan’ın ekonomik sıkıntılar yaşadığı ortada. Neler düşünüyorsunuz?
YA : Evet Yunanistan ekonomik sıkıntı içerisinde. Özellikle AB’ye girdikten sonra bu daha da gözle görülür oldu. Romanya ve Bulgaristan’dan oraya göç edenler bir çok alanda Yunanistan’ın dengesini bozdu da diyebiliriz. En küçük örnekle daha önceden 20 euroya günlük çalışırken gelenler 5 euroya çalışmaya başladı. Bu ve bunun gibi bir çok sebep var ama en güzel tanımı şu olur sanırım; Zamanında yediğin hurmalar gün gelir tırmalar misali. 🙂 Siesta’ların acısı şimdi fena çıkıyor. Ama yinede dediğim gibi oradaki kriz ekonomik(!) Türkiye’deki kriz artık var ya da yok olma savaşına dönüştü. Onlardan olanlar ya da olmayanlar diye bölündü artık. Kaldı ki onlardan olmayanlar derken yine Müslüman olanları kastediyorum, Hıristiyan olanlara hiç girmesek daha iyi zaten 🙂
EK : Yorgo Günde kaç saatini sosyal medyada geçiriyor? Sosyal medyada geçirdiği zaman dışında neler yapıyor? Çalışıyor mu? Gündeme nasıl bu kadar hakim?
YA : İşim gereği zaten pc başındayım ve biraz fırsat buldukça sosyal medyayı takip ediyorum. Özellikle facebook ve twitter. Gündeme hakim olmak için çok zeki olmaya gerek yok ki, Türkiyede hergün yeni bir gündem oluyor zaten yeterki olaylara bakmasını bilin. Eh tabi birazda fazla okumak şart.
“Git Yunanistan’ı Kurtar Diyen de Var”
EK: Ne tür tepkiler alıyorsunuz? Tehditler, hakaretler var mı? Hakkında açılan dava var mı?
YA : Ne tür tepkiler alıyorsunuz derken elbette adınızın bir sefer Yorgo olduğu için çok tepki var. Hangi birini anlatayım ki, Rum tohumu diyeninden, git Yunanistan’ı kurtar diyeni aklınıza gelebilcek her türlü tepki var. Hakkımda henüz bir dava yok fakat azimliyim inşallah onuda yakında beceririm 🙂
EK: Size göre ülkenin en büyük sorunu ne?
YA : Bu ülkenin en büyük sorunu din Allah Kur’an kitap diyerek gelen, ama gerçek niyetlerinin asla bunlar olmadığını bildiğim başımızdaki yobazlardır..
EK : Alper Terzioğlu olayı hakkında bilgi alalım biraz da. Nedir bu olaylar? Yurt dışından olabileceğiyle ilgili bazı iddialarınız var sanırım?
YA : Alper Terzioğlu ve onun gibilerin varlığına inanmıyorum. Şayet varlarsa da bu ülkede yaşamıyorlar. Kesin diyebileceğim o ve onun gibi hesaplar cemaat tarafından kullanılan ve hergün yeni bir gündem yaratıp Atatürk’e saldırmak, aşağılamak için kullanılan hesaplardır. Kaldı ki zaten Alper Terzioğlu denen vatan hainine Atatürk’e hakaret etmekten dava açıldı. Ama dava düştü. Nedeni de belirtilen adreslerde böyle bir kişinin asla olmadığıdır!
Kendimi En Yakın Hissettiğim Siyasetçi..
EK : Hangi partilisiniz?
YA : Partili değilim. Ama Osman Pamukoğlu en yakın hissettiğim siyasetçidir. Onun liderliğinde bu ülkeye hizmet etmek şeref verir!
EK : Twitterda muhalif olmak da aslına bakarsanız başlı başına bir tehlike. Korkmuyor musunuz?
YA : Elbette bir tehlike. Ama daha önce de dediğim gibi artık bu ülke var ya da yok olma savaşında. Politik bir savaştan öte ya var olacaksınız ya da bu yobaz zihniyet engeç birkaç yıl içersinde bu ülkeyi İran’dan beter hale getirip onlardan olmayan herkesi yok etme derdinde. Hal böyleyken göz göre göre susmak, bu ülkenin elden gidişini seyretmek bu ülkede doğup büyüyen ve bu ülkenin ekmeğini yiyen herkesin görevidir. Ben ekstra bi şey yaptığıma inanmıyorum bunu her zaman söylerim. Benim yaptığım tek şey bu ülkeyi seven herkesin yapması gerektiği bir şey. Hepsi bu.
EK : Neden bu kadar tepkilisiniz, siz böylesine kızdıran ne?
YA : Evet tepkilerim bazen çok sert farkındayım. Ya da sivri dilli deyin adını siz koyun farketmez. Ama kim neyi hak ediyorsa vermek benim hayat felsefem. Tepkilerimin nedenine gelince sanırım bunu iki yazı ile anlatmak çok daha güzel olur. İşte o zaman insanlar neden bu kadar tepki gösterdiğimi anlayabilir.. Birinci yazı şu; http://www.yorgoangelopoulos.com/on-iki-yasindaydim-ben.html
İkinci yazı da şu: http://www.yorgoangelopoulos.com/sen-nasil-yunansin.html
bu iki yazıyı okuyan zaten neden bu kadar tepki verdiğimi sanırım anlarlar.
EK : Yakın çevreniz sizin gerçek kimliğinizi biliyor mu ve sizi takip ediyorlar mı?
YA : Elbette biliyorlar. Zaten beni bilen bana bu soruları sormaz 🙂
EK : Siyasilerden var mı takipçileriniz? Varsa kimler?
YA : Elbette var.. Hepsi aklımda olmasa da beni takip ettiği için onur duyduğum kişi Osman Pamukoğlu’dur..
EK : Bazen ağır, bazen kinayeli bir üslubunuz var. Edebiyatınız da sanki güçlü, kelimelerle iyi dans edebiliyorsunuz. Bunu neye borçlusunuz?
YA : Eleştirirken bazen kantarın topuzunu kaçırıyor gibi görünebilir. Ama inanın az bile söylüyorum. Bu ülkede yaşayan aklı başında biriyseniz, ülke gündemini takip edip kafayı hala sıyırmadıysanız “Ne mutlu Türk’üm” deyip susmak en akıllıcası olur sanırım 🙂 Edebiyat derken evet çok okurum. Kafama bir şey takılırsa iyice araştırır ne nedir ne değildir öğrenir öyle yorum yaparım. Kelimelerle dans etmeye gelince en sevdiğim şeydir. Ama ne kadar okursanız okuyun, kelime hazneniz ne kadar geniş olursa olsun, Kendini akıllı zanneden(!) birine kendini gerizekalı gibi hissettirmek zeka işidir. Zeka yoksa kelime haznenizin hiçbir önemi yok..
EK : Twitterı tek kelime ile bana anlatır mısınız desem?
YA : Zeka
EK: Sosyal alemin yarattığı kahramanlar, ünlüler var… Siz de işin aslı popülaritenizi arttırdınız ne hissediyorsunuz?
YA : Evet sosyal alemin yaratığı bir çok kahraman ya da sosyal alemin deyişiyle fenomen var. Ama ben ne kahraman nede fenomenim. Hele fenomen hiç değilim asla da kabul etmem. Çünkü Türkiyede fenomen denilen zerzavatları takip ederseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Acun Ilıcalı Türk bayrağını kapattı diye yerden yere vururlar iki gün sonra survivor reklamı tweetler atarlar 🙂 Başka birine 3 kuruş para verincede tüy dökücü krem reklamı tweeti atar. Fenomenlik buysa ben almayayım kalsın 🙂 Popülerliğe gelince, o kadar bi popüler olduğumu düşünmüyorum. Çikita muz Ajdar bile benden yüz kat popülerdir 🙂
EK : Hiç twitter sayesinde ilginç teklifler aldınız mı?
YA : Hayır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Yemeğine Neden Davet Edilmedi?
EK : Cumhurbaşkanı Abdullah Gül twitterı etkili kullananları yemeğe davet etti. O yemekte sanırım siz yoktunuz. Neden sizi es geçtiler?
YA : Elbette yoktum. Benim fikirlerim satılık değil ki ! Nasıl olayım 🙂
EK : Size göre twitterı en etkin kullanan isimler kimler?
YA : Takip edip içlerinde en çok sevdiğim Barbaros Şansal’dır. Adam gibi adam tabiri neyse odur. Ne olduğu ne istediği ve ne söylediği bellidir. Bir gün öyle birgün böyle yazmaz. Doğru bildiği neyse pat diye söyler taşı gediğine oturtur 🙂 Elbette daha birçok kişi var ama ilk aklıma gelen odur..
Bana yüzlerce soru sorup yüzlerce cevap alabilirsiniz. Ama dediğim gibi ne adımın ne olduğu ne de benim ne olduğumun bir önemi var. Önemli olan tek şey, söylediğim ve savunduğum şeylerin doğru olup olmadığıdır. En güzeli de Şehit Yüzbaşı Dimitroyati’nin sözleridir.
Sakın ha! Ali Çavuş.. Gavur-mavur der beni başka yere gömersiniz. Beni sizlerden ayırmayın.
Saygılarımla. Yorgo Angelopoulos!