Hatırlayın; bir buçuk ay önce Fransa’da oynanan maçta da Rennes, Fenerbahçe defansının arkasına dört defa top atmıştı. İkisi gol olup, ikisi de kaçmıştı…
UĞUR TEMEL
Sezon başından beri söyledim, dilimde tüy bitti,
Sakal da bıraktım sözümü kimse dinlemedi…
Rennes’in oğlu, görmüş çalışmış dersine karınca misali,
Profesör; “rotasyon yapayım bana yeter” demiş, ağustos böceği gibi…
Hatırlayın; bir buçuk ay önce Fransa’da oynanan maçta da Rennes, Fenerbahçe defansının arkasına dört defa top atmıştı. İkisi gol olup, ikisi de kaçmıştı…
Saraçoğlu’nda oynan maçta, savunma arkasına sarkan oyuncu asist yaptı ikinci gol oldu. Yarım saat dolduğunda da defansın arkasına atılan topla, üç olmuştu.
Ofsayt nedeniyle sayılmayan gole de Gouri’nin kaçırdığı pozisyona da, “anlamsız” ofsayt taktiği sebep olmuştu.
Takım boyu kısa olması, ancak “Kim” varsa güzel,
Serdar Aziz, Gustavo tandeminde, bu tercih hep üzer…
İlk yarı boyunca hep soldan atak yaptı, bastı topu kaptı Rennes;
Çözüm bulmak bu kadar mı uzun sürdü Profesör Jesus, pes…
Geriden gelip, maçı çevirmek elbette güzel,
Skora göre değil, oyuna göre yazıyorum ey müptezel.
Demiş ki Akif; “tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Bu maçı kaybetseydi, Jesus efendi ne ederdi?
Takke düşünce, kel’i göründü Fener’in,
Acaba, Tekke efendi gördü mü bu hali?
Diyecekler ki; “Sen Fener düşmanı mısın? Geriden gelinip maçı çevirilmiş, daha ne diye sorun ararsın”
Derim ki; arabada devrilince yol gösteren çok olur, testi daha fazla kırılmadan fazlaca vurdum, darılmayın ne olur.