Sibel Demirci Erdem 22.10.2014
AL JAZEERA TURK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Kobani için ‘Küresel vahşet örgütüne karşı kendini savunmaya çalışan insanlara karşı her türlü yardımın yapılması lazım’ diye konuştu. Âkil adamların algı operasyonu, Kürt meselesinin hükümetin elinde rehin olduğunu savundu.
Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ‘Kobani’ye silah yardımı yapılamaz, koridor açılamaz’ diyen hükümetin silah yardımı ve koridor açılması konusunda kendini tekzip ettiğini belirtti. CHP’nin PKK ile PYD’yi aynı görmediğini söyleyen Tanrıkulu Kobani’ye açılacak koridoru da doğru bulduklarını söyledi. CHP’nin yabancı asker geçişi için izin veren tezkereye ‘hayır’ demesini tezkerenin IŞİD ve Kobani ile sınırlı olmamasına bağlayan Tanrıkulu CHP’nin çözüm sürecine bakışını da anlattı. CHP’nin barıştan yana olduğunu söyleyen Tanrıkulu hükümetin çözüm sürecini elinde rehin tuttuğunu savundu. Âkil insanlar heyetinin Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmeyi de değerlendiren Tanrıkulu insanların gündeme getirdiği önerilerin yeni ve parlak fikir olmadığını söyledi.
ABD’nin Kobani’de IŞİD ile mücadele eden Kürt güçlere havadan silah yardımı yapmasını ve Türkiye’nin peşmergenin Kobani’ye geçişi için koridor açma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle şunu ifade edeyim Genel Başkanımız Kobani konusunda esaslı bir teklifte bulundu. Tezkerenin Kobani ve IŞİD ile sınırlandırılmasının daha doğru olacağını ifade etti, TSK’nın bölgeyi korumak için hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Küresel vahşet örgütü saldırıyor, onlara değil koridor açılması daha ötesini ifade etti. Bizzat biz üzerimize düşeni yapalım dedi, bunu da kapsayan bir önermeydi. Bu hükümet kendi kendini tekzip eden bir hükümet. Koridor açılamaz diyen, Kobani düştü düşecek diyen bir Cumhurbaşkanı var. Yüzde yüz fikir değiştirdiler. Silah yardımı yapılamaz dediler, silah yardımı yapıldı. Koridor açılamaz dediler koridor açıldı. Bunu önceden yapmalıydılar. Halkı IŞİD vahşetine teslim etmemelilerdi. Sonuçta küresel vahşet örgütüne karşı kendini savunmaya çalışan insanlara karşı her türlü yardımın yapılması lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘PYD PKK ile eştir’ dedi. ABD ise PYD’yi PKK’dan farklı gördükleri yönünde bir açıklama geldi. CHP’nin PYD’ye bakışı nedir?
İkisini birbirinden ayrılması gerektiğini ifade ettik. Kendi toprağını, vatanını, dağılmış Suriye rejimi içinde kendi haklarını korumaya çalışan bir halk ve onların silahlı güçleri var. Hükümet açısından siyaseten izahı mümkün olmayan bir durum var. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve AKP sözcülerinin daha önceki açıklamalarını ve son iki gündür olanlar karşısındaki açıklamaları karşılaştalım, hiçbir tutar tarafı yok. Keşke 35 gün önce, bu kadar insan ölmeden gerekli insani yardım diğer yardımlar yapılabilseydi. Türkiye’nin itibarını ayaklar altına alacak duruma düşmeselerdi. Ne oldu şimdi? Obama telefon açtı, Cumhurbaşkanı hazırola geçip konuşmuştur herhalde.
CHP hükümetin tezkeresine hayır derken itiraz noktalarından biri de tezkerenin yabancı silahlı güçlerin Türkiye’den geçişine izin verilmesiydi. Peşmerge için açılan koridoru olumlu bulduğunuzu belirttiniz. Bu CHP açısından bir çelişki değil mi ?
Biz tezkerenin bu şekilde gelmesine kapsamının bu kadar genişlemesine, dış politika konusunda sabıkalı bir hükümete Meclis’in yetkisinin geniş bir şekilde devrine karşı çıktık. Kobani konusunda başından beri itirazımız olmadı. Bu hükümet amacının başından beri Kobani değil Esad rejimi olduğunu ifade etti. Tezkerenin IŞİD ve Kobani ile sınırlandırılmasını istedik, bu olmadığı için de red oyu verdik.
Başbakan Davutoğlu akil insanlar heyeti ile görüştü. Görüşmede Öcalan’ın şartlarının iyileştirilmesi, Meclis’in devreye sokulması gibi öneriler dile getirildi. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Bakın âkil adamların algı operasyonu çerçevesinde hükümetle görüşme yapmasını etik açıdan doğru bulmuyorum. Hükümet algı operasyonu yapıyor âkil insanlar heyeti üzerinden. Hükümet geçen dönemde algı operasyonu ile bir çalışma yürüttü, seçim öncesinde yine çalışma yapıyor. Akil insanların söylediği hangi yeni ve parlak bir fikir var?
Seçime işaret ettiniz, CHP’nin bu süreçte çözüm sürecine ilişkin öngörüsü nedir?
Biz Kürt meselesinin hükümetin elinde rehin tutulduğu görüşündeyiz. Seçim öncesinde canlandırılıp seçmen üzerinde algı operasyonuna yönelik tutum alıyorlar. Hükümetin çözüm noktasında ortaklaşacağı bir projesi olduğu görüşünde değiliz.
Peki CHP çözüm süreci konusunda ne vaad edecek? CHP’nin seçim bildirgesi üzerinde çalıştığını biliyoruz bildirgede buna ilişkin neler söyleyecek CHP?
CHP eşit yurttaşlık çerçevesinde herkesin kendi kimliğine saygı çerçevesinde barış işinde yaşayacağı bir Türkiye istiyor. Somut yasa tekliflerimizi Meclis’e sunduk daha önce. Dile getirdiğimiz öneriler bu taslakta da yer alacak. Parti Meclisi’nde görüşülecek ve tartışılacak. Parti Meclisi’nde görüşülmeden bilgi vermem doğru olmaz. Tartışma ve çalışmalar yürütülüyor. Biz kesinlikle barıştan yanayız. Kesinlikle süren bu durumun değerli olduğunu biliyoruz. Esaslı bir silahlı çatışmanın olmamasını değerli buluyoruz. Süreç yanlış yürütüldüğü şeffaf yürütülmediği için eleştiriyoruz.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta CNNTÜRK’te katıldığı Tarafsız Bölge programında çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine biz iktidarda olsaydık Öcalan’ı muhatap almazdık” dedi. CHP iktidar olsa bu süreci nasıl yürütecek?
İşin merkezine Meclis’teki siyasi partiler oturmalı. Bizim muhataplarımız Meclis’teki siyasi partiler olurdu. Ondan sonrasını komisyon ile çalışma esasları çerçevesinde Ortak Akıl Heyeti veya komisyon yerine getirir. Ortak Akıl Heyetine komisyon görev verir. O heyet de şiddetin sonlanması ve silahsızlanma açısından gerekli görüşmeleri yapar, örgüt üyeleriyle de görüşmeler olabilir.
Başbakan’ın akil insanlar heyetiyle yaptığı görüşmede Öcalan’ın şartalarının iyileştirilmesi talebi dile getirildi. CHP bu konuda ne düşünüyor?
Bizim gündemimizde şu anda böyle bir şey yok .