Spor deyince aklımıza Futbol gelse de aslında tüm takım sporlarının ve bireysel sporcuların ekibinde olması gereken “Spor hekimliği” konusunda, Spor Hekimi, Uzman Doktor Sertaç Yakal’la röportaj yaptık. Günde kaç litre su içilmesinden, dopinge kadar her şeyi konuştuk Sertaç Hoca’yla. Amatöründen profesyoneline, sporla ilgilenen herkesin okuması gereken bir keyifli sohbete buyurun…
UĞUR TEMEL (UT): Caner Erkin’in sakatlanmasıyla başlayalım. Biz televizyonlarda çok zorlanacak bir pozisyon olarak göremedik, ama aşil tendon sakatlığı teşhisi konuldu. Caner’in 6 ay futboldan uzak kalacağı söyleniyor. Aşil tendon sakatlığı nedir?
SERTAÇ YAKAL (SY): Aslında aşil tendon sakatlıkları farklı şekilde sınıflandırabilir. Tendon problemleri, tendinitler, travmaya bağlı sakatlıklar, aşırı zorlanmaya bağlı sakatlıklar olabilir ya da Caner’de olduğu gibi aşil tendonrüptürü(yırtılması) dediğimiz ameliyatlık durum görülebilir. Net bir neden söylemek mümkün değil. Dejenerasyon zemininde ortaya çıkan bir problem. Yani aşil tendonundaki zedelenmenin sürekli üstüne gidilmesiyle oluşabilir. Ağrı şikayeti olan bir sporcuya şikayetleri ortadan kaldırmak için sürekli steroid enjeksiyonu yapmak, antrenmanlara ara vermeyip dinlememek, dejeneratif zemini zedeleyerek kopmalara neden olur. Aslında bu tür sorunları sadece sporcular yaşamıyor. Günlük hayatta spor yapmayan insanların da başına gelebilir. Özellikle spor yapmayan, kas esnekliğini kaybetmiş ve biyomekanik problemi olan kişilerde de görülebilir. Yıllar önce poliklinikte muayene ettiğim bir hastamın aşil tendonu arabasının bagajını kapatırken kopmuştu.
UT: Kas yaralanmaları için ne düşünüyorsunuz? Nedir bu kas yaralanmaları?
SY: Kas yaralanmalarını basit bir zorlanmadan total yırtığa kadar geniş bir yelpazede değerlendirmek mümkün. Bu yaralanmalar travmatik ya da non-travmatik olabilir. Fakültede verilen eğitimden yola çıkarsak ilk öğretilenlerden biri “hastalık yoktur, hasta vardır” sporcunun fizyolojik yapısına göre tedavi süreci ve aynı zamanda sahaya dönüş süresi değişken olabiliyor. Ancak bireysel farklılıkları gözardı edersek kitabi bilgi olarak sahaya dönüş zamanları, grade 1 yırtıkta 2-3 hafta, grade 2 yırtıkta 3-6 hafta ve grade 3 yırtıkta 6-12 hafta arasında sürebiliyor. Kişinin fizyolojik yapısına göre tedavi süresi ve hatta tedavi yöntemi bile değişebiliyor.
Ediz Bahtiyaroğlu Vakası
ENİS DERDİMENTOĞLU (ED): Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu 14.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesinde yayınlanan bir yazısında ‘’Son 10 yılda 150 futbolcu kalp krizi geçirdi.’’ demişti. En yakın örnek 22 yaşındaki Ediz Bahtiyaroğlu. Genç ve zinde futbolcular neden kalp krizi geçirir? Bu sorunun önüne nasıl geçilir? Kulüpler ve futbolcular neler yapmalı?
SY: Bu tür krizleri önlemek için en önemli yöntem spora katılım öncesi değerlendirme. Dört dörtlük bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Sporcunun herhangi bir kardiyak probleminin olup olmadığının çok iyi araştırılması gerekiyor. Tabii ki yapılan testler ile sorun var mı, yok mu yüzde yüz ortaya konamayabiliyor. Ancak yüksek oranda tespit edilebiliyor. Yani en azından istirahat elektrosu, efor testi ve bu testlerde bir sorun görüldüğünde ileri düzeylerdeki testler olarak ekokardiyografi, kardiyak MR gibi testler yapılıp sahalarda yaşanan ölümlerin önüne geçebilmek mümkün. Spora başlarken ve sonrasında sporcuya düzenli olarak uygulanan bu tür testler sorunları en aza indirgeyecek hatta önüne bile geçecektir.
Sporcu İçecekleri
ED: Uzun yıllardır sporcu olan olmayan herkesin ucundan kıyısından kullandığı sporcu içecekleri için ne düşünüyorsunuz? Sizce gerçekten gerekliler mi? Fiziki olarak katkıları var mı?
SY: Bu içecekleri ikiye ayırabiliriz. Enerji içecekleri ve sporcu içecekleri. Sporcu içecekleri sıvı desteği, enerji, vitamin ve mineral kaybının önüne geçmek için kullanılabilecek içecekler. Ama enerji içeceklerinin sporcular tarafından kullanılmasını son derece yanlış buluyorum. Çünkü içerdikleri kafein miktarı, üretildiği yerler gibi çok fazla aşırılığı ve bilinmezlikleri var. Ayrıca alınan kafein kardiyak çarpıntılara neden olabiliyor. Daha enerjik hissediyorsunuz ama kalbiniz daha hızlı atıyor. Üstelik kafeinin diüretik etkisi ile sıvı kaybını da arttırdığı bir gerçek. Kullanılmasını önermiyoruz. Sporcu içecekleri yani ‘’Sporcu İçeceği’’ ibaresi bulunan piyasada bulunan içecekler kullanılabilir. Yalnız takım sporları bir kenara bırakırsak, bireysel sporlarla uğraşan sporcular bu destekleri evde basit yöntemlerle yaptıkları içeceklerle sağlayabilirler. Sade sodayı açıp gazından arındırdıktan sonra biraz elma suyu ve biraz da limon suyu ekledikten sonra sporcular bunu tüketebilirler. Aynı desteği sağlayacaktır. Sporcuların aslında en çok dikkat etmesi gereken şey sıvı kaybını önlemek. Sporcu olmayan 70 kilo bir insan bile günde ortalama 2-2,5 litre su içmelidir.
Spor yapan biri için ise antrenman boyunca yarım saatte bir ilave yarım litre daha su içmelidir. Günlük yaşamda ise içilen bir bardak çay için fazladan bir bardak su, bir bardak kahve için ekstra dört bardak su tüketilmelidir. Az önceki soruda adı geçen hocam Erdem Kaşıkçıoğlu’nun takip ettiği bir sporcu sadece su tüketimini düzenleyerek Avrasya Maratonu’ndaki derecesini yirminciliklerden ilk beş seviyelerine getiriyor. Su tüketimi sadece genel sağlığın korunmasında değil, performans artışında da bu düzeyde önemli.
ED: Spor ne kadar fiziksel bir etkinlik olsa da sporcular mental açıdan da çok yorulduğunu görüyoruz. Mental ve psikolojik olarak sporculara iyi hissettirmek için neler yapılabilir? Türkiye’de bu konuda çalışmalar nelerdir?
SY: UEFA kriterleri doğrultusunda bir takımın başında sağlık kurulu olması sağlık kurulunun belli bir yapılanma içerisinde olması gerekiyor. Takım doktoru, konsültan hekimleri, sporcu diyetisyeni ve spor psikoloğu da ekibin içinde yer almalı. Türkiye’de ne kadar yaygındır bilmiyorum ama artık olması şart.
Doping Kullanımı
UT: Özellikle son yıllarda hem Türk sporculardan hem yabancı sporculardan pek çok doping haberi duyduk. Bu prosedür nasıl işliyor? Sporcular bile bile mi lades diyor?
SY: Doping kontrolü yapan uluslararası bir oluşum var. WADA, yani, ‘’Dünya Anti Doping Ajansı’’. Bunun yanı sıra ülkemizde de bu işi “Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi” yürütüyor. Uluslararası müsabakalar başta olmak üzere çok sayıda branşta yerel liglere kadar doping kontrolü yapıyor. WADA her yıl yenilenen bir yasaklılar listesi yayınlıyor. Performans arttırdığı aşikar olan her tür egzojen madde bu listede yer alıyor. Doping olayı aslında yakalanmamak üzerine kurulan bir olay. Bir sporcunun yakalandığı bir madde önümüzde ki yıl sporcular tarafından kullanılmıyor alternatif dopingler aranıyor. WADA son yıllarda çalışmalarını bu maddeleri tespit etmek üzere yoğunlaştırdı. Ne kadar bu oluşum dopingi yakalamaya çalışsa da; Milli takımlar, kulüpler ya da bireysel olarak sporcular o kadar yakalanmamaya çalışıyor. Özellikle kısa mesafeli yarışlarda kazananı saliseler belirliyor ve bu performans arttıran maddeler saliseleri lehinize çeviriyor. Bence son yıllarda Çin’in başarısı sorgulanmalı.
Çin’den önce Sovyetler bu olaylarla çok çalkalandı. Tedavi amaçlı kullanılan ilaçlar da doping kapsamına girebiliyor. Örneğin astım tedavisinde kullanılan kısa etkili beta-2 agonist ilaçlar belli bir doza kadar doping sayılmaz. Ancak günlük dozu belirtilen miktarın üzerine çıktığında doping olarak değerlendirilir. Bu sorunu yaşamamak için ilacı kullanmadan önce hekim kontrolünde TAKİ yani ‘’Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası’’ bu formu doldurulmalı sporcunun ilacı kullanmayacağı takdirde işini yapamayacağı belirtilmeli ve yetkili kurumlara iletilmelidir. Doping ilaçlarının etkisine gelecek olursak. Aylar belki yıllar sürebilir. İlaca göre bu süre değişkendir. Grip ilacı gibi kısa etkili maddeler maksimum bir hafta içinde vücuttan atılır. İlacın hızlı atılması için kullanılan ilave ilaçlarda WADA tarafından doping olarak kabul edilir.
Süper Lig’teki Sakatlıkların Çok Olmasının Sebebi
UT: Süper Lig’teki 3 büyük takımın 9.haftaya kadar 33 futbolcusu sakatlanmış. Bu çok ciddi bir rakam değil mi? Bu kadar çok sakatlığın sebebi ne olabilir?
SY: Aslında bunu iç ve dış etkenler olarak ikiye ayırabiliriz. Yani sporcuya bağlı kaynaklar da olabilir. Mental yorgunluğu, fiziksel yorgunluğu, kendine iyi bakmaması, zan altında bırakmak istemem ama gece hayatı, biyomekaniği, daha önce geçirdiği sakatlıklar ve ona bağlı olarak tedavi süreçleri, yanlış antrenman planlanmış olması, aşırı yüklenmeler hepsi sakatlığa sebep olabilir. Takım sporlarında bireysel verilerin ve kapasitelerin dikkate alınması bu sorunların bir nebze de olsa önüne geçecektir. Sağlık ekipleri sporcuların fiziksel kapasitelerini antrenör bilgisi dahilinde değerlendirerek görevinin koruyucu hekimlik kısmını yerine getirir. Avrupalı futbolcu çok daha bilinçli bu konuda. Kendilerine çok daha iyi bakıyorlar, vücutlarından para kazandıklarının farkındalar. Ufak bir ağrıları olduğunda daha kötüye gitmemesi için dinleniyorlar, maça çıkmama inisiyatiflerini kullanıyorlar. Türk futbolcular biraz daha gazla çalışıyorlar gibi. Ağrıdan ölse bile bu maçı çıkartayım diye düşünüp, maça iğneyle çıkıp maç sonunu zor getiren pek çok Türk oyuncu var. Amatör düzeylerde bu örnekler çok daha fazla. Kendilerini ispat etme çabasındalar. Bunun en önemli sebebi de Türkiye’de altyapılarda sakatlanan genç oyuncuların hemen harcanıp, kalan sağlar bizimdir mantığının hakim olması.
UT: Zaman zaman milli takımlar seviyesinde doktorluk yaptınız. Takımların doktorları ne yapar?
SY: Koruyucu hekimlik yaparlar. Sporcunun sakatlanmaması için uğraş verirler, en öncelikli görevleri aslında budur. Maç sırasında oluşan bir sakatlıkta ilk müdahaleyi sahada yaparlar. Teknik ekiple beraber antrenman düzenine, fizyoterapist ile beraber rehabilitasyon sürecine, takım diyetisyeni ile beraber beslenme programını organize ederler. Özellikle alt düzeylerde takım doktoru tüm sağlık işlerini ve tüm beslenme programını düzenlemekle yükümlüdür. Tüm ekibin uzmanlardan oluştuğu Süper Lig takımları bile bir elin parmaklarını geçmez. Ayrıca her takım doktoru, spor hekimi değildir. Pratisyen hekim bile federasyonun açtığı kurslara katılıp takım doktoru olabilir ve takım doktoruyum pek tabi diyebilir. Ancak spor hekimliği 6 yıl tıp fakültesi eğitiminin ardından Tıpta Uzmanlık Sınavı ile hak kazanılan 4 yıllık uzmanlık eğitimiyle alınır. Şu an Türkiye’de 132 tane uzman sporcu hekimi bulunmaktadır.
UT: Olimpiyatlarda Phelps’in yaptığı kupa tedavisi çok konuşuldu. Alternatif tıp uygulamalarının sporcu sağlığında yeri nedir?
SY: Kupa tedavisi, eğer alternatif tıp içinde değerlendirilirse akupunktur mesela tabii ki kullanılabilir. Aslında bakarsınız alternatif tıp modern tıptan daha önce yani aslında modern tıp alternatif tıbbın alternatifi gibi bir paradoks da var. Tıpta öğretilen ‘’önce zarar verme’’ kuralına uygunsa alternatif tıp tabii ki kullanılabilir.
PRP Uygulamaları
UT: Son yıllarda PRP uygulamaları gündemde. Nedir PRP uygulaması?
SY: PRP, Trombositten Zenginleştirilmiş Plazma. PRP uygulaması şu anda ülkemizde pek çok tedavi için kullanılıyor. Dolgu için, kellik için, cilt sorunları için bizim branşımızda inceleyecek olursak; kas yaralanmaları, eklem içi tedaviler için kişinin kanı alınıp santrifüj edilip, trombositlerin yoğunlaştığı bölüm alınıp yaralanmanın olduğu bölgeye enjekte edilir. Böylece tedavi sürecini hızlandırmış oluyoruz. Birçok tedavide kullanılıyor. Bana kalırsa bu yaygın kullanımın ticari bir tarafı da yok değil. Bu uygulamanın hiçbir zararı yok sonuçta kişinin kendi kanı, ancak her şeye iyi geliyormuş gibi kullanılmasına gerek var mı tartışmaya açık bir konu.
ED: Ülkemizde pek çok belediye parklara spor aletleri koyuyor. Bu aletlerin bilinçli kullanıldığını düşünüyor musunuz?
SY: Kesinlikle bilinçli kullanıldığını düşünmüyorum. Yine spor hekimliği üzerinden örnek vereyim. İki farklı biyomekaniğe sahip insana vereceğiniz spor farklıdır. 30 yaşındaki bir insan ile 70 yaşındaki bir insanın diz egzersizi farklı olacaktır. Parklarda olan spor aletlerini genel olarak belli bir yaş üstü insanlar kullanıyor. Ve bu spor salonunda bulunan aletlerden kopyalanmış aletler pek çok sakatlığa sebebiyet veriyor. Çünkü eğitmen yok ya da insanlarda spor bilinci yok. Parklarda bulunan bisikletlerde yarım saat egzersiz yapmaya çalışmak inanın hiçbir fayda etmiyor, sadece eklemlere fazla yük bindirip sakatlıklara sebebiyet verebiliyor. Biz sporu bilinçli tüketmiyoruz. Birkaç sene önce sağlık bakanlığı ‘’hareket et’’ sloganıyla bir kampanya başlatmıştı. Çok doğru ve güzel bir kampanya. Birçok hastalığın önüne geçmek için hareket etmek gerekiyor. O kampanyanın reklamlarında bile fazla kiloya sahip bir vatandaş can havliyle yürüyordu. Evet harekete geçin ama bir hekime danışıp öyle geçin demek daha doğru olur.
ED: Sorumun somut olarak sunabilmek için bir örnekle sormak istiyorum. Bir dönem Fenerbahçe’de maç başlar Semih Şentürk ısınmaya giderdi. Maçın 60. dakikasına kadar ısınan Semih, son 20 dakika oyuna girer ve harika işlerde yapardı. Gerçekten bu kadar ısınmaya gerek var mı?
SY: Emin olun ısınmaya maç başında gönderilen oyuncu belki belli bir süre ısınıyor ama o kadar süre durmadan ısınmıyor. Maç öncesi zaten bir ısınma periyodu geçiriyor bu oyuncular. Ortalama her sporcu yaklaşık 15-20 dakika civarında ısınır, şayet kası geç ısınan bir futbolcuysa ısınmayı biraz daha uzun tutabilir. Yani Semih evet ısınıyordu ama dediğim ısınma sürelerinden sonra maçı farklı yerden izliyordu diyebiliriz. Isınmak amacıyla farklı egzersizler yapmak mümkün. Sporcu koşabilir, açma germe hareketleri yapılabilir ya da kombine egzersiz yapabilir. Sporcular karakteristik fiziksel özelliklerine göre ısınabilir.
UT: Türkiye’de sporcu sağlığı, Dünya’ya kıyasla ne durumda?
SY: Türkiye’de sporcu sağlığı açısından çalışan meslektaşlarım, takım doktorları gibi sporcu sağlığı ile ilgilenen uzmanların metotları dünyadaki uygulamalarla aynı seviyede. Ancak sporcunun kendisinin, ailesinin ya da kulüplerin ne kadar önem verdiği tartışılır. Spor ülkemizde lüks tüketim olduğu için sporcunun, spor öncesi değerlendirmeye alınması için belli bir miktar ücret ödemesi gerekiyor. Çünkü bir hastalığınız yoksa bu kontroller SGK tarafından karşılanmıyor. Sporcu gözünden baktığınız zaman ya spor yapmama engel bir sorun çıkarsa korkusu ön planda. Ailesinin gözünden bakacak olursak alt tarafı bir imza, o kadar parayı neden veriyoruz düşüncesi karşımıza çıkabiliyor. Klinikler bazında düşünürsek iş ne kadar kusursuz yapılıyor tartışılır. Ufak detaylar gözden kaçtığı anda Ediz örneği gibi üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Yapılan iş ve atılan imzanın sorumluluğu düşünülürse, ne kadar ciddi bir işle uğraşıldığının farkına varmak daha kolay olacaktır. Sonuçta “modern çağın gladyatörleri” olarak adlandırılan genç sporcularının yaşamının maliyetini karşılayabilecek bir fiyatlandırma yapabilmek mümkün değil. Dünya ile kıyas yapacak olursak en azından İstanbul Tıp Fakültesi için bizim yaptığımız uygulamalar diğer ülkelerden çok ileride. ABD’de bu uygulama sadece sözlü sorgu ve fizik muayene. Yapılan her ekstra kontrol için 20-50 dolar arası ekstra ücret alınıyor. İleri tetkiklerde yapıldığında rakam binlerce dolarları buluyor. İtalya’da sözlü sorgu, fiziki temek muayene ve EKG rutin uygulamada var. Bizim kliniklerimizde ise sözlü sorgu, fizik muayene, solunum fonksiyon testi, efor testi ve kan tahlili standart yaptığımız uygulamalar. Yani bizden spor yapmasında sakınca yoktur raporu almak çok daha zor. Çünkü milyonların gözü önünde ihmallerden dolayı kaybedilen sporcunun onayını veren kliniği çok ciddi sorgularlar, soruşturma geçirir ve yaptığınız testler incelenir ihmal veya atladığınız bir detay varsa hukuki olarak ceza bile alabilirsiniz.
UT: 132 spor hekimiyiz Türkiye’de dediniz. Hangi hastanelerde bu birim mevcut?
SY: Üniversite düzeyinde asistan yetiştiren belli başlı hastaneler var. İstanbul Tıp Fakültesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül, Uludağ Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe, Kayseri ve Isparta’da Spor Hekimliği Anabilim Dalı var. Asistan düzeyinde mezun olan arkadaşlar farklı illere atanıyor. Ayrıca İstanbul’da farklı eğitim araştırma hastanelerinde de spor hekimleri görev yapıyor. Erenköy Fizik Tedavi Hastanesi, Baltalimanı, 70. Yıl Fizik tedavi Hastanesi, Halkalı Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesinde spor hekimliği polikliniği var.İlgisi olan arkadaşlara kesinlikle öneririm. Çok keyif alabilecekleri bir branş. Kendinize vakit ayırabileceğiniz, bir takım doktoruysanız şayet yurtiçinde ve yurtdışında farklı yerler gezip görebileceğiniz bir branş.