Cumhurbaşkanlığına TBMM dışından Aday olmak istenler için artık süre doldu. 100 bin imzayı sadece Muharrem İnce ve Sinan Oğan toplayabildi. Vatandaşların imza sürecindeki ilgisizliği dikkat çekerken Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç, “Sosyal medya etkileşimine ve yankı odasına aldanarak siyaset yapılmaması gerektiğinin canlı bir örneği oldu.” dedi.
ERCAN KÜÇÜK
Muharrem İnce, Fatih Erbakan, Sinan Oğan ve Doğu Perinçek’in aralarında olduğu adaylar imza sürecine de bir hayli iddialı girmişti. Ancak Fatih Erbakan’ın adaylıktan çekilmesi sonrasında sadece İnce ve Oğan adaylık için gereken imza sayısına ulaşabildi .
İmza sürecine olan bu ilgisizliği Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç ile konuştuk. Seçmende tek aday arkasında birleşme ve Erdoğan’ı yenme eğiliminin çok güçlü hale geldiğini vurgulayan Koç, sosyal medyadaki etkileşimlerin de aldatıcı olduğuna dikkat çekti. Röportajlık’ın sorularını yanıtlayan Koç şunları söyledi:
ERDOĞAN KAÇIŞLARI ÖNLEMEYİ UMUYOR
-Adaylara imza verme sürecine ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üç iddialı aday için ayrı ayrı değerlendirelim. Fatih Erbakan, Yeniden Refah Partisi’ne yönelik ilginin altında bir imza desteği gördü. Süreç son güne kadar devam etseydi Erbakan aday olabilsin diye muhalif seçmenden alacağı imza desteğiyle 100 bine ulaşabilirdi. Yeniden Refah Partisi teşkilatlarını kurma konusunda başarılı olsa da partiyi kitleselleştirme ve kendine bağlı seçmen oluşturabilme konusunda henüz başarılı olamadığı görülüyor. AKP’yi yeterince İslamcı bulmayan kitlelerin ilgi gösterdiği ve yönelme potansiyeli olan bir partiydi. İmza konusunda kitleyi seferber edememiş olsa da sandığa gidildiğinde AKP’den kaçışlar için bir adres olabilirdi. Erdoğan bu partiyi yanına alarak AKP’den kaçışları önlemeyi umuyor. Bu nedenle Erbakan’ın taleplerini kabul etmek durumunda kaldı.
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi geçen yıl gördüğü ilgiyi ve seçmen kitlesini kaybetmiş görünüyor. Bu kitle önemli ölçüde Muharrem İnce’ye yöneldi. Zaten bu kitlenin özelliği reaksiyoner olması. Gezici, uçucu bir seçmen kitlesi. Sinan Oğan daha geleneksel bir siyasetçi tipi olması ve gençleri heyecanlandıran türde düzen yıkıcı bir imajı olmaması nedeniyle potansiyel destekçilerini harekete geçirmekte zorlandı. Yine de gerekli imzaya ulaşmanın tehlikeye girdiğini görenler, hafta sonu hızla farkı kapatarak Oğan’ın imza sayısını 100 bine ulaştırdı.
SOSYAL MEDYA ETKİLEŞİMİNE ALDANMANIN SONUCU
Muharrem İnce depremden sonra artan ilgiye Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olmasıyla birlikte tepkili muhalifleri de etrafında toplamaya başlamış görünüyordu. Anketlerde oylarının patlama yaptığı, şaşırtıcı sonuçlar gelmeye başladığı medyada dile getirildi. Sosyal medyada ve katıldığı yayınlarda iddialı söylemler kullandı, ikinci tura kendisinin kalıp cumhurbaşkanı seçileceğini iddia etti. Fakat imza süreci başladığında bir fiyaskoyla karşılaştı. Sosyal medya etkileşimine ve yankı odasına aldanarak siyaset yapılmaması gerektiğinin canlı bir örneği oldu. 2018’de %7 oy alan Meral Akşener, aday olmak için gerekli imzayı 3-4 saat içinde toplamıştı. İnce, günlerce devam eden çağrılar ve kampanyaların ardından 100 bin imzaya ancak dördüncü günün sonunda ulaşabildi. Gerekli imzayı topladıktan sonra yaptığı basın açıklamasında “biz aslında ilk gün toplayabilirdik ama hemen toplamak istemedik” demesi, bana göre gerçeklikle bağın yitirildiğine işaret ediyor. Sinan Oğan özellikle iktidar ve MHP seçmeninde oy alma potansiyeline sahip. Bu nedenle muhalefetle pek karşı karşıya gelmeyecektir. Muharrem İnce ise muhalefetin oylarını bölmekle suçlanıyor ve seçimin ikinci tura kalmasına neden olabileceğini düşünülüyor. En azından imza süreci başlayana kadar böyleydi. Ancak imza performansı bu endişelerin gerçek bir karşılığı olup olmadığı konusunda kuşkuları arttırdı. İnce’nin adaylıkta ısrarı ve bu ısrarı sürdürmek için ortaya koyduğu söylem ve argümanlar desteğinin bir miktar azalmasına neden oldu. Seçmen kitlesi Millet İttifakı’nın bileşimine ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına tepki duyanlardan oluşuyor. İnce’nin kendine bağlı seçmeni olduğunu söylemek zor. En azından önemli bir kısmı bu gruba girmiyor. Dolayısıyla seçim yaklaştıkça reel politika ve Erdoğan’dan kurtulma isteği ağır basacak, öfkeli ve kırgın seçmenin bir kısmı tekrar Millet İttifakı’nın ortak adayı olan Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye başlayacaktır diye düşünüyorum.
MUHALEFET UZLAŞTI, İMZAYA İLGİ AZALDI
-2018’de 4 aday yarışmış 3 aday aday olabilmişti. Şimdi 2018’e kıyasladığımızda adayların imzaları çok düşük görülüyor. Sizce neden?
Muhalefetin büyük çoğunluğu ortak aday çıkarma konusunda uzlaştı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşısındaki kitlelerin ortak adayı oldu. Muhalefeti eleştirerek destek toplamaya çalışan adaylar bu nedenle daha az ilgi gördü, hatta tepki çekti ve bu nedenle yalnız bırakıldı. Bu durum özellikle Muharrem İnce için geçerli. Seçmende tek aday arkasında birleşme ve Erdoğan’ı yenme eğilimi çok güçlü. Bunun aksine hareket edenler yoğun tepkiyle karşılaşıyor.
-Sizce hangi isimler yeterli imzayı bulup aday olabilir?
Oğan ve İnce dışında başka aday çıkabileceğini düşünmüyorum.
-Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı’na önce hayır dedi, sonra evet dedi. Bu karar değişikliğini neye bağlıyorsunuz? Seçimlere nasıl etki yapar?
Erdoğan’ın önce YRP’den, hemen arından da Mehmet Şimşek’ten olumsuz yanıt alması AKP’de büyük moral çöküntüye neden olmuştu. Bu durumu kısmen de olsa telafi edebilmek için YRP’ye yeniden teklif götürdüler ve Erbakan’ın açıklamasına göre tüm taleplerini kabul ettiler. Erdoğan’ın reddedilen lider imajından kurtulması gerekiyordu. Bu nedenle muhtemelen daha tavizkâr davrandı. Böylece AKP’den kaçacak oyların bir kısmının ittifak içinde kalması sağlanacak gibi görünüyor. AKP bu hamleyle oyları artırmaktan ziyade bir nebze korumayı hedefliyor.