Van depreminden döndükten ve üç gün kaldığımız Bayram Oteli ayrılığımızın birinci haftasında yıkıldıktan, lobide tanıştığımız gazeteci arkadaşlarımız enkazın altında kaldıktan bir süre sonraydı. Yaşar Kemal‘in Röportaj Yazarlığında 60 Yıl kitabı geçti elime. Birkaç kez okudum. Hasankale Yerle Bir bahsini her okuyuşumda, “Vay benim emeklerim” dediğimi hatırlıyorum.
Usta kalemlerin elinde röportaj, edebiyat ile gazeteciliği harmanlıyor. Gerçeklik sihir kazanıyor. Yaşar Kemal muharrir gazeteci tipinin en velud ve başarılı örneklerinden biri. Modern röportajcılığın Türkiye’deki kurucu babası ve aradan geçen 64 yıla rağmen aşılamamış bir zirvesi.
Bilmediği, derinlemesine araştırmadığı, tecrübe etmediği hiçbir konuda yazmamış.Üstünkörü bir bilgiyle, yarım yamalak duyumlarla haber yapmamış. Üç beş kişiden görüş alıp ‘dosya’ hazırlamamış. Yaşamış. Kaçakçılar arasında 25 gün, yanan ormanlarda 50 gün geçirmiş.
Üstünkörü bir merakla fikir yürütmemiş, emin olmadığı hiçbir bilgiyi kamuoyuyla paylaşmamış.
Okumak önemli
Günümüzün, bir sanatçıyla görüşmeye gittiklerinde söze “Bize kendinizden söz eder misiniz” ya da “Kitabınız ne hakkında” diyerek başlayan ve soru-cevapları alt alta yığan söyleşi katipleri onun Sait Faikle Görüşme röportajını mutlaka okusunlar. Mekan ve kent yazarlarına da Yaşar Kemal’in Sahaflar Çarşısı röportajını okumalarını öneriyorum.
Ölümünden tam iki yıl önce Sabah gazetesinden Damla Kayayerli‘ye verdiği mülakatta bakın ne demiş:
“Bize insan yaşamının ve doğanın gerçeğini en güzel veren bir daldır röportaj. Röportaj bir sanat, bir edebiyat türü, bir yaratma eylemidir. En az romanlarım kadar röportajlarıma emek verdim.”
İyi bir röportajcı olmanın sırrını açıklamış:
“Hayatımda yazdığım en iyi röportajım Yanan Ormanlarda Elli Gün. O röportajı yazmak için İstanbul Üniversitesi’ndeki Orman Fakültesi’ne gittim; aylarca adam gibi çalıştım; ne kadar kitap varsa okudum.”
Ve yakınmış:
“Eskiden olduğu gibi çalışmıyor gazeteciler, okumuyorlar da.”
Mesleğimiz baş döndürücü bir başkalaşım içindeyken ‘hikaye‘nin yeniden önem kazanmasına ve gazeteciliğin ‘insanileşmesine‘ bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Yaşar Kemal’in bedeni bugün toprağa sırlanacak. Hepimizin başı sağ olsun. Onun röportajcılığı yetişen ve çalışan gazetecilere örnek olsun.
İbrahim Altay