Bayram sabahları neşe ve hüzün kol kala girmiş gibidir. Yitirdiklerimiz, yanımızda olmasını istediklerimiz, hüzünlendirir bizleri. Yine de “içimizdeki küçük çocuğun” bayram sevincini de göz ardı edemeyiz. Ramazan Bayramı sabahı, sahur davulcularının bahşiş toplama zamanıdır. Tekirdağ Şarköy’de davulcular , gelenek haline geldiği üzere, bayram sabahı bahşiş verenlerin şarkı- türkü isteklerini yerine getiriyorlar. Davulun- zurnanın sesi, içimizdeki küçük çocuğun bayram sevincine ortak oluyor, hüznünü bir parça da olsa dağıtıyor. Ramazan Bayramı’nın birinci günü, doğuştan müzisyen Üç Şarköylü; İsmail Aydemir, Süleyman Ceylan ve Çağlar Utçu ile beraberdik. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bazı adetlerin devam etmesinden yanayım ben. Bu adetler bizi biz yapan değerler çünkü.
Röportaj: Uğur Temel
Fotoğraf: Cem Barış Temel
“BU BİZİM BABA MESLEĞİMİZ”
UĞUR TEMEL(UT): Tekirdağ/ Şarköy’deyiz. Ramazan Bayramı’nın birinci günü. Şarköy’ü her bayramda şenlendiren davulcu ağabeylerimizle beraberiz. Sizi tanıyabilir miyiz?
İSMAİL AYDEMİR (İA): Ben İsmail Aydemir, Şarköy doğumluyum, 63 yaşındayım, 30 senedir Ramazancılık (Ramazan ayında sahur vaktinde davul çalmak) yapıyorum.
UT: İstanbul gibi büyükşehirlerde, genelde, Bayram sabahı davul zurna eşliğinde, insanların bayramını kutlayıp, istedikleri şarkıları- türküleri çalma âdetini görmüyoruz. Bu, Şarköy’e özel bir adet mi?
İA: Belki başka yerlerde de var mıdır, bilemiyorum. Ben ve arkadaşlarım, 30 seneden beri sahur vaktinde davul çalıyoruz ve bayramın birinci günü de gelerek insanları eğlendirerek bahşiş topluyoruz.
UT: Şarköy halkının, tatilcilerin size bakış açısı nasıl? Sizden,şarkı-türkü isteyen çok oluyor mu?
İA: Gerek Şarköylüler olsun, gerek buraya gelen tatilciler olsun, çok ilgi gösteriyorlar. Bu bizim baba mesleğimiz. Çekirdekten müzisyeniz biz.
“BU ÂDET DEVAM EDECEK”
UT: Sizi tanıyabilir miyiz?
SÜLEYMAN CEYLAN(SC) : Süleyman Ceylan ben, Şarköy doğumluyum. Klarnet çalıyorum.
UT: Kaç seneden beri klarnet çalıyorsun Süleyman ?
SC: 26 yaşındayım, 15-16 senedir çalıyorum klarneti.
UT: Sen nasıl başladın bu mesleğe? Sizlerin arasında akrabalık var mı?
SC: Bu ekip akraba zaten, sülale hep müzisyen. Babam ve amcam da klarnet çalıyorlar. Davul ve perküsyon da çalıyorum.
UT: Sizden sonra gelecek nesil, sizin çocuklarınız akrabalarınız, bu adeti devam ettirler mi ya da şöyle sorayım devam ettirmek zorunda mı?
SC: Müzisyeniz biz. Bu adet bizden sonra devam edecektir. Mutlaka sülaleden geleneği devam ettirecek birileri çıkacaktır.
“ŞARKÖY’ÜN BİR ADETİ VAR”
UT: Seni tanıyabilir miyiz?
ÇAĞLAR UTÇU(ÇU) : Ben Çağlar Utçu. Şarköy doğumluyum. Dede’den Baba’dan miras bu meslek bize. Nesilden, nesle geçiyor. Özellikle Ramazan Bayramı’nın birinci günü, kimi mani ister, kimi oyun havası ister, kimi şarkı- türkü ister bizden. Biz de, onların isteğine karşılık veriyoruz.
UT: İşler nasıl? Aldığınız bahşişler tatmin ediyor mu sizleri?
ÇU: Madem sordunuz sizin aracılığınızla, halkımıza seslenelim o zaman. Biz, insanları sahura kaldırmak için uyumuyoruz, gündüzümüzü gece yapıyoruz. Evimizden ayrı kalıyoruz. Herkes sahura kadar uyurken, biz vaktin gelmesi kahvelerde bekliyoruz. Bayram bahşişleri iyi olursa, bu emeğe değer tabii ki.
UT: Teknoloji gelişti. Oruç tutanların sahura kalkması için saat ve telefonlarını kuruyor. Özellikle büyükşehirlerde, sahur için davul çalmanın gerekli olmadığını düşünen kişilerin sayısı bir hayli fazla. Siz bu konuda ne dersiniz?
ÇU: Biz de duyuyoruz bunu. Bazı yerlerde, duyduğumuza göre, “Davul kalkmış.” dediler. Ama Şarköy’ün bir adeti vardır, ne olursa olsun sahur davulu kalkmaz.