İsrail’in 21. yüzyılın en büyük sivil kaybına yol açan Filistin’e dönük saldırıları devam ederken, Rusya ve Ukrayna arasındaki hesaplaşma geniş planda ABD, Avrupa Birliği ve NATO’yu kapsayacak şekilde üçüncü yılına girdi. Küresel Barış Endeksi verilerine göre 2023’te hayatını kaybedenlerin sayısı bir önceki yıla göre ikiye katlanırken işgal, iç savaş ya da silahlı ihtilafların 2024’ü daha karanlık hale getirmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Uluslararası toplumun önündeki yakıcı sorun olarak beliren güvenliğin sağlanması için harekete geçen ülkeler arasında Çin’in son dönemde attığı adımlar dikkat çekiyor. Zira 2022 yılında Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in duyurduğu Küresel Güvenlik İnisiyatifi, uzun süredir devam eden Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşmenin tesis edilmesinde önemli bir rol oynadı. Ülkelerin ya da askeri ittifakların aldığı önlemlerle karşı tarafın güvenlik çıkarlarını tehdit etmemesi gerektiğini vurgulayan Çin’e göre “güvenlik bölünmez bir bütün olarak” ele alınmalıydı.
Orta Doğu’nun yeni Soğuk Savaşı olarak adlandırılan Riyad ve Tahran arasında işbirliği anlaşmasına vesile olan Çin, Ukrayna konusunda da benzer bir yaklaşım sergileyerek krizin yıldönümünde 12 maddelik barış planı sundu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi içerisinde hem Moskova hem de Kiev yönetimi ile doğrudan temas kuran tek ülke olarak öne çıkan Çin, Mart ayında ise ikinci kez bölgeye özel elçisini yolladı.
Çin, Filistin konusunda ise tıpkı Türkiye gibi 1967 sınırlarını esas alan bağımsız egemen Filistin devletinin kurulmasını savunuyor. Filistin konusunu “tarihsel haksızlık” olarak tanımlayan Çin Cumhurbaşkanı Xi’ye göre “Bir ulusun meşru hakları ticaretin konusu” olamaz.
Çin’in kriz noktalarına karşı geliştirdiği Küresel Güvenlik İnisiyatifi Türkiye’de de yakından takip ediliyor. Gazeteci Gökhun Göçmen’in yazarlığını yaptığı, Burak Divarcı’nın görüntü yönetmenliğini üstlendiği Harici Yapım’ın konuya dair hazırladığı belgesele E. Genelkurmay Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ve Çin Bilimler Akademisi’nden Yu Guoqing görüşleri ile katkı sundu.